🎇 Kör Adam Ve Dilenci Hikayesi
1 Karamazov Kardeşler | Fyodor Dostoyevski 2. Yeraltından Notlar | Fyodor Dostoyevski 3. Savaş ve Barış | Lev Nikolayeviç Tolstoy 4. Kroyçer Sonat | Lev Nikol
DilenciKız. Birgün, çelimsiz, küçük bir kız çocuğu, sokağın köşesine oturmuş; yiyecek, para, ya da alabileceği herhangi bir şey için dileniyordu. Üzerinde yırtık, pırtık giysiler vardı; yüzü gözü kir içinde ve perişan bir haldeydi. Kız dilenirken, sokaktan genç, canlı ve iyi görünümlü bir adam geçti.
Bir süre sonra, adam konaktan ayrılmış, doğruca evine gelmiş. Hanımına işini gücünü bırak gel yanıma demiş. Adam kızının evlenme durumunu açınca kadın parlamış. Bu seferde sen mi koparacaksın dananın kuyruğunu demiş. Rızam yoktur. Adam demiş ki, o kapımıza gelip duruyor dediğin dilenci genç kimmiş biliyor musun?
AltıKör Adam ve Fil Hikayesi : Hintli kör adamların fil tarifleri oldukça meşhur bir hikâyedir. Kör adamların her biri filin – gövde, diş , hortum, ayak, kulak ve kuyruk - gibi birbirinden farklı küçük bir bölümünü incelemişler ve filin neye benzediği hakkında bir sonuca varmak istemişler.
Hz Muhammed (S.A.V) ve Dilenci Hikayesi. Bir gün Peygamber Efendimizin (s.a.v.) yanına, Medineli Müslümanlardan fakir bir adam geldi ve yiyecek bir şeyler istedi. Senin evinde hiç eşya yok mu? diye sordu. Var dedi. Bir kısmıyla örtündüğümüz, bir kısmını yere serdiğimiz bir çul, bir de su kabımız var. Onları bana getir
Lazar adında imanlı bir dilenci zengin bir adamın kapısında oturmuş, ağrılar içinde tabaktaki kırıntıları yerken, kötü ve zengin olan bu adam varlık içinde yaşıyordu. Fakat hikâye burada bitmemektedir. Zengin adam azap çekilen bir yere gitmişken, Lazar bereketli bir yere gitmiştir.
Bahçeninsahibine meseleyi anlatıp elmayı, yanlışlıkla ısırdığını ve hakkını helal etmesini istedi, İmam-ı Azam hazretlerinin babasının bu hareketi, elma sahibinin dikkatini çekmişti; Hakkını helal edemeyeceğini, hakkını helal etmesi için bazı şartları olduğunu söyledi. Nu’man hazretleri ne isterse yapacağını
delilleriolarak dini temele dayalı "Derviş" ve "Hızır" tiplerini görmekteyiz. "Farsça'da 'kapı kapı dolaşan dilenci' anlamına gelen derviş kelimesi, İslam dünyasında 'tarikat mensubu' anlamıyla yaygınlaştı. Dervişler mensup oldukları tarikatın esaslarına uygun şekilde taç ve asa giyer; taber, asa, keşkül, vb.
1. S2P 60. Eylül 19, 2020 saat 6:48 am. Karı yurt parası için soyunmuyo, soyunarak yurt parasını bile ödetiyo, sana Türkçe öğreteni sikeyim. 4. Doğrucu Davut. Eylül 22, 2020 saat 12:10 am. Hiç vicdan kasamam verirse soluksuz siker geçerim. 3.
MeşhurCimri. 1. “Git işine be miskin adam, git su iç” diye çıkıştı. Fakir dilenci “Ama efendim sabahtan beri su içiyorum. Hep su içilmez ki. Ne olur efendim”. Zengin adam yine reddedecekti. Fakat çevredeki insanların ona güldüklerini fark edince cebinden bir beş lira çıkardı ve “Bir defaya mahsus olmak üzere al
KEL KÖR ABRAŞ HADİSİ. Ebû Hüreyre radıyallahu anh ’den rivayet edildiğine göre kendisi, Nebî sallallahu aleyhi ve sellem’in şöyle buyurduğunu işitmiştir: “İsrâil oğulları arasında biri ala tenli (abraş), biri kel, biri de kör üç kişi vardı. Allah Teâlâ onları sınamak istedi ve kendilerine bir melek gönderdi.
GÜNÜNhikayesi. April 17, 2014 ·. Vaktiyle çok zengin bir adam vardı. O kadar zengindi ki. malının ve parasının hesabını bilmezdi. Yine de son derece cimriydi. Günlerden bir gün kapısına bir fakir geldi. yardım edeyim. — Allah nzası için karnımı doyurun, diye yalvardı. Merhametsiz zengin:
a6D8d. Sanat Fark Yaratır admin 30 Haziran 2020 “Sanat fark yaratır” sözü, kimilerine kör dilencinin hikayesini hatırlatır; “Bir bahar günü, kör bir adam dilencilik yapıyormuş. Dizlerinin dibine koyduğu tabelada “Doğuştan kör” yazılıymış. Herkes dilencinin önünden geçip gidiyormuş ama para atmıyormuş. Bir sanatçı bu…
Kör Dilenci Kör bir dilenci vardı. Şöyle derdi - Ey ahali, bana acıyın, bende iki körlük var. O halde bana iki kat yardım edin. Halktan birisi - Bir körlüğünü görüyoruz. Öbürü nedir, göster, dedi. - Sesim çirkin, avazım kötü. Körlük ve ses çirkinliği iki kat körlüktür. Sesim yüzünden halkın bana acıması azalıyor. Kötü sesim nereye varırsa bana karşı öfke ve kin meydana getiriyor. Bu iki körlüğe siz de iki kat acıyın. Böyle hiçbir yere sığmayan kişiyi siz de gönlünüze sığdırın, hoş görün. Bu sızlanma yüzünden halkın hepsi ona acımaya başladı. Sırrını söyleyince gönlünün güzel sesi, sesinin çirkinliğini örttü. Böyle birisinin gönül sesi de çirkin olursa, bu üç kat körlüktür. Mevlana'dan Hikayeler Blog Bu blogdaki popüler yayınlar Mevlana'dan Öğütler ve Nasihatler Dert nerede ise deva oraya nerede ise nimet oraya gider. Soru nerede ise cevap oraya verilir. Gemi nerede ise su ara, susuzluğu elde et de sular alttan da yerden de fışkırmaya başlasın. *** Kötü bir işe düşünce ibret al, üzüntüye düşme. Fayda ve zarar zamanında da gülmeye bak. Gülün yapraklarını tek tek koparsan da sana gülümser o. Bir dikenden niye gama düşersin? Diken olmasa gül olur mu? *** Nice güzel sözlüler var ki susmaktadırlar. Nice tatlı özlüler var ki; ekşi yüzlüdür. Mezarlığa var da bir bak; ne hatipler var ki susmuşlar, ne can yakan güzeller var ki, ekşimişler, toprak olmuşlar. *** Şehzade gerçek aşkı nasıl buldu? Eski zamanlarda bir padişahın yiğit mi yiğit bir oğlu vardı. Bu genç şehzade hem iyi silah kullanır, ahlâkıyla ve güzelliğiyle bilinirdi. Bir gece padişah, ülkesini kendisinden sonra yönetecek olan oğlunun rüyasında öldüğünü görür. Bütün dünya gözüne önemsiz bir çöp yığını gibi gelir. Üzülmeye ve kederlenmeye başlar. Yüreği o kadar sıkılır ki, yaşamaktan bıkmıştır artık. Fakat bu bir rüya demiştik ya, uykusundan uyanır. Aklı başına geldikten sonra sevinir. O kadar ki hayatında hiçbir şeye bu kadar sevinmemiştir. Üzüntüden ölecek hale gelen ve artık ölmek isteyen padişah, bu sefer de sevincinden ölecek hale gelir. Gördüğü rüyanın etkisiyle, soyu sopu devam etsin diye oğlunu evlendirmeye karar verir ve -Eğer oğlum rüyamda gördüğüm gibi ölürse, torunum babasından sonra onun yerine geçer, der. Başımıza ne geliyorsa... Bir zamanlar bir âşık yaşarmış. Sözünde durur, yeminini tutarmış. Yıllar boyu bir sevgiliye gönül vermiş, ona kavuşabilmek için beklemiş, padişahına kul köle olmuştu. Arayan sonunda bulurmuş. Çünkü sabrın sonu selametmiş. Günlerden bir gün sevgilisi ona -Bu gece gel. Sana güzel yemekler, tatlılar yaptım. Filan yerde gece yarısına kadar bekle. Sen aramadan, ben gelirim.
Sonrasında adam mükellef çok güzel bir iş bulur, ve çok para kazanır adam da benim kör olduğum için bana acıdılar da o yüzden aldılar diye düşünür, ve gerçekten de öyledir ve sonra adam işinden bir gün eve gelirken bir dilencinin sesini duyar ve ona yardım etmek ister, sonra işinden biriktirdiği parasını bankadan alıp polise gider. Ve der ki ben bu parayı yoldaki dilenen dilencilere giysi, ayakkabı,yiyecek ve su gibi benzeri şeyler için vermek istiyorum. Bana yardımcı olur musunuz? polis tabi kide olurum dedi. Ve sonra dilencilere vermek bir şeyler almak için gidiyorum. Dedi. Ve siz şunu bilmelisiniz ki, sizin bu iyiliğiniz sizin iyi bir insan olduğunuzu gösterir. Der. Ve gider, kör adam da karakolda polisin gelmesini bekler, ve polis gelince der ki,o parayla dilencilere yardımda bulundum der. Sonra kör adam polise çok teşekkür etti ve poliste onu evine götürdü, ve bundan sonra o adam artık dilencilere her zaman yardımda bulunacağım diye söz verdi. Ve sonra polise asıl teşekkür etmesi gereken kişi benim dedi ve ona çok teşekkür etti ve sonra hayatına böyle devam etti.....YanıtlaSil
Gözleri görmeyen adam şöyle der “Allah’ın sana öğrettiklerinden bana da öğret”.Hz. Muhammed, o sırada adama bir cevap Mekke’nin uluları, kendilerine özel muamele edilmesini beklemektedirler, Hz. Muhammed de onları gücendirmek görmeyen adam, tekrar seslenince Hz. Muhammed’in yüz hatları elinde olmayarak bu olay üzerine...Allah’ın şu ayetleri gelir* * * “1- Peygamber yüzünü ekşitti ve geri döndü. 2- Kör adamın kendisine gelmesinden ötürü. 3- Belki o temizlenecek. 4- Yahut öğüt alacak da o öğüt ona fayda verecek. 5- Kendini sana muhtaç hissetmeyene gelince. 6- Sen ona yöneliyorsun. 7- Oysaki onların temizlenip arınmasından sen sorumlu değilsin. 8- Fakat koşarak sana gelenle. 9- Allah’tan korkarak gelenle ilgilenmiyorsun”. Abese Suresi* * * Sağlık Bakanı Recep Akdağ’ın, gözleri görmeyen bir vatandaşa, “Sana iş vermişiz, daha ne istiyorsun?” sözü ve o vatandaş karşısındaki kibirli tavrı, bana bu ilahi ikazı hayır...“Hocalık” falan taslamak Recep Akdağ gibi, kendisini “İslam inancı” dünyası içinde tarif eden ve “Abese Suresi”nden haberdar olan bir siyasetçinin tavrını yadırgadığımı belirtmek ki “İyi ama Ahmet Hakan, Sayın Bakan o işçiden özür diledi, daha ne yapsın?” Ama durun bir dakika!Bu olay, basında çıkan ağır eleştirilerin ardından durumu kurtarmak için yapılan küçük bir özürle geçiştirilebilir mi?Gözleri görmeyen bir vatandaşa yönelik o kibirli sözler, seçim yorgunluğuyla falan açıklanabilir mi?Allah, en sevdiği kulunu bile “Dalgınlığına gelmiştir” demeden ikaz böyle bir ikaz varken, hangi yorgunluk o kör işçiye yönelik davranışın mazereti olabilir ki?Türban reklamlara girdiAK Parti reklamlarında türbanlı yoktu, başörtülü genç kadınların başı örtülüydü, ne de yaşlı tepeden tırnağa beyaz Türk idi...“Ne oluyoruz yahu? AK Parti siyahları bırakıp beyazlara mı yelken açtı?” dedik ya...Birkaç gün sonra bir de baktık ki...Türbanlı genç bir kadın, AK Parti afişlerinde boy zaman eleştiriyi düşmanlıkla karıştıran zihniyete kapak olsun bu...Demek ki neymiş?Eleştiri, kurumsal yapıların kendilerini geliştirmeleri ve düzeltmeleri için bir fırsat için şarkı sözü yazdım“EŞKIYA dünyaya hükümdar olmaz” türküsünü bayıldığı bir türküdür bu...Değişik versiyonlarını Zülfü Livaneli, Edip Akbayram gibi sanatçılar olmayarak... İşte bu türkünün sözleriyle biraz oynadım ve Devlet Bahçeli’nin diline uyarlamaya kadar da fena olmadı galiba...Bakalım siz ne diyeceksiniz “Bir yanımı sardı kasetçi alçaklar / bir yanımı sardı bizim nefsine uyanlar / 9 kaset ile kestiler yolu / kasetçi MHP’ye anam hükümdar 2011 seçime doğru / sebep oldu şeytan yataklara girdi / uçkur defterine adları yazıldı / kasetçi MHP’ye anam hükümdar ağlama ülkücüm dertlerin çoktur / hovardalar yüzünden çektiğimiz çoktur / yiğitlik yolunda yapacak bir şey yoktur / kasetçi MHP’ye anam hükümdar olmaz”.Hisarcıklıoğlu neden paniklediRİFAT Hisarcıklıoğlu’nun Twitter hesabından şöyle bir mesaj yollanmış“Dört yıldır TOBB Genel Kurulu’na katılıyorum. İlk kez böyle bir şey gördüm. Anketler yanılacak galiba”.Mesajda Kemal Kılıçdaroğlu’nun TOBB Genel Kurulu’nda aldığı alkışa gönderme yapılıyor. Fakat çok geçmeden Rifat Hisarcıklıoğlu’ndan yeni bir mesaj geliyor“Sistemde bir yanlışlık var. Az önceki mesaj bizim tarafımızdan yazılmamıştır”.Kısacası olay şu Birileri Hisarcıklıoğlu’nun hesabına girerek bir tane mesaj atmışlar, o da “Bu mesaj bana ait değil” demiş. Meselenin bu şekilde kapanması gerekiyor değil mi? Ama hayır! Hisarcıklıoğlu meseleyi büyütüyor, TOBB açıklama yapıyor, basına bilgi üstüne bilgi veriliyor, “Hesaba girenler bulunacak” deniliyor... Yani tam bir panik havası...Ne oluyoruz yahu! Velev ki “Anketler yanılacak galiba” demiş olun, ne olur ki? Bu panik, bu korku, bu telaş niye?Nevzat Yalçıntaş’a övgüTÜRK sağının sembol ismi...Türk-İslam sentezinin babası, hatta ağa babası... Hocaların hocası... Süleyman Demirel ile Turgut Özal’ı, Tayyip Erdoğan ile Numan Kurtulmuş’u, Muhsin Yazıcıoğlu ile Alparslan Türkeş’i aynı anda koruyup kollayabilecek ve bunu kendi iç dünyasında makul hale getirebilecek bir isim...Fikirlerine, yaklaşımlarına, analizlerine katılırsınız katılmazsınız. Ama siyasi pozisyonu budur ve buna itiraz Yalçıntaş Hoca, geçenlerde CNN Türk’te Tarafsız Bölge’de, Başbakan Tayyip Erdoğan’ın seçim meydanlarında Süleyman Demirel’e saydırmasına şiddetle itiraz etti.“Bu olmaz” dedi. “Bu kabul edilemez” dedi. “Demirel’in yaşını başını dile getirmek ayıptır” dedi. “Bütün bunlar Tayyip Erdoğan’ın seçim yorgunluğundandır” lafını eğip bükmedi, lafını de biraz muzipçe “Aman hocam siz hâlâ AK Parti’desiniz, başınız belaya girmesin” falan diye takıldım kendisine...Yalçıntaş Hoca, bu takılmaya şöyle karşılık verdi “Ne yapayım kardeşim? Bu yaşıma geldim, ne düşündüğümü açıkça söylemeyecek miyim? Bana hocaların hocası diyorlar, eğer görüşlerimi olduğu gibi açıklayamayacaksam ne manası kalır benim hocaların hocası olmamın?”Bu cevabı alınca muzipliği falan bir tarafa bırakıp kemal-i ciddiyetle başka bir konuya geçiverdim. Alevilik diye bir ırk mı var?BAŞBAKAN Tayyip Erdoğan, bir süredir miting meydanlarında CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nun “Alevi” kimliğine sahip olduğunu iddia eden sözler nereden biliyor Kemal Kılıçdaroğlu’nun Alevi olduğunu?Herhalde şu iki nedendenBİR Tunceli doğumlu oluşundan...İKİ Alevi bir aileden geliyor oluşundan...O zaman soralım“Bir insan, Alevi inancını benimsemiş bir aileden geliyorsa ille de Alevi olmak zorunda mı?”Ya da...“Bir insan, Sünni inancını benimsemiş bir aileden geliyorsa ille de Sünni olmak zorunda mı?”Hatta Sünniliği-Aleviliği bir tarafa bırakalım...Dinler, kalıtsal yoldan mı geçer? Yoksa akıl ve fikirle seçilir mi?Dinlere ırk muamelesi yapılamazken... Mezheplere ırk muamelesi yapmak da nereden çıktı?Diyebilirsiniz ki“O zaman Kemal Kılıçdaroğlu da çıksın, Alevi inancına sahip olup olmadığını açıklasın... Böylece Aleviliği devam ediyor mu, etmiyor mu anlayalım”.Böyle bir talep karşısında şu üç şeyi söylerimBİR Sana ne kardeşim adamın hangi mezhebe bağlı olduğundan? Adam ister anasından babasından bellediği inancı kişisel hayatında devam ettirir, ister bambaşka inanç âlemlerine doğru yolculuğa Hani evrensel insan haklarından biri de kimsenin inancını açıklamaya zorlanmamasıydı? Niye zorlayayım Kemal Kılıçdaroğlu’nu Alevi olup olmadığını açıklamaya? Böyle bir hak ihlalini niye yapalım?ÜÇ Bir insanın doğum yeri Tunceli olunca, otomatikman Alevi mi oluyor? Mesela Tunceli’de doğup da Sünni olmayı tercih etmek ya da Konya’da doğup da Alevi olmayı tercih etmek diye bir şey en azından teorik olarak mümkün değil mi?
Kör Dilencinin Hikayesi Bu blogdaki popüler yayınlar Arama beni uzaktayım Yolcusuyum bu yolların Git gel alıştım şeritlere Otobüs camından akar dünyam Şu yol bitmeden ineceğim Arama beni uzaktayım Ağır ağır adımlıyorum sokakları Burası neresi şaşkınca bakınıyorum Evler hangi biriniz alır beni Şu yağmur düşmeden ıslanacağım Arama beni uzaktayım Geceler gündüzler geçiyor üstümden Hayat meşgalesi değişmiyor buhranlı Ve tıpkısının aynısı insanlar Şu dakka dolmadan yaşlanacağım Arama beni uzaktayım Bir köşebaşı kahvesinde oturmuşum Pinekliyorum yalnız başıma Sabahtan akşama gözüm aynı sokakta Şu karanlık çökmeden çıkacağım Arama beni uzaktayım Görmüyor gözlerim tutmuyor dizlerim Ne işe yarar sensiz günlerim Geçti bugün de yarın ne olacak kimbilir Şu kuşlar uçmadan göçeceğim Aşk Şiirleri Yazmak Seni , Kalp Ağrısı , Sevgi mi , Sevda düştü yüreğime , Sevmek var , Sen sus ben konuşayım , Her yer sen , Bilmiyorum , Diyemedim
kör adam ve dilenci hikayesi