🎇 Oğuz Atay Korkuyu Beklerken Sözleri

OğuzAtay (1934–1977) was a pioneer of the modern novel in Turkey. His first novel, Tutunamayanlar (The Disconnected), appeared 1971-72. Never reprinted in his lifetime and controversial among critics, it has become a best-seller since a new edition came out in 1984. It has been described as “probably the most eminent novel of twentieth korkuyu beklerken. oğuz atay 'ın iletişim yayınlarından çıkan bütün eserleri serisinin 4. kitabı. beyaz mantolu adam, demiryolu hikayecileri-bir rüya ve unutulan gibi muhteşem öyküleri içinde barındıran bir oğuz atay kitabı. kişiyi yoğun buhranlara itsede, tekrar tekrar okunarak kütüphanedeki en çok yıpranmış kitap Oğuz Atay, 12 Ekim 1934 tarihinde Kastamonu’da doğdu. Sözleri: Bir silgi gibi tükendim ben. Korkuyu Beklerken. Oyunlarla Yaşayanlar. Google'ın Türk yazar Oğuz Atay'ı doodle yapmasıyla yazarı tanımayanlar, 'Oğuz Atay kimdir?' sorusuyla internette aramalar yapmaya başladı. Korkuyu Beklerken (1975) Oyunlarla Oğuz Atay kimdir kısaca bahsedersek, 1934 yılında Kastamonu’da dünyaya gelen Oğuz Atay hikaye roman, şiir türlerinde birçok esere imza atmıştır. Tutunamayanlar kitabı Oğuz Atay’ın ilk roman kitabıdır. “Tutunamayanlar” gibi “Tehlikeli Oyunlar” ve “Korkuyu Beklerken” adlı kitapları da oldukça popülerdir. Bu Korkuyu Beklerken. Bir Bilim Adamının Romanı Tehlikeli Oyunlar. Oyunlarla Yaşayanlar Günlük Eylembilim. OĞUZ ATAY SÖZLERİ. Yalnızlığına iyi bak, sahip çık. Kaç kişinin emeği var Oğuz Atay sözleri de bu sözlerden büyük bir kısmıdır diyebiliriz. Hikaye, roman ve oyun türünde birçok eser kaleme alan Oğuz Atay; 12 Ekim 1934’te Kastamonu İnebolu’da doğmuştur. Tehlikeli Oyunlar, Tutunamayanlar, Korkuyu Beklerken, Bir Bilim Adamının Romanı gibi popüler romanların yazarıdır. OğuzAtay tarafından söylenen sözleri ve alıntıları bu sayfada bulabilirsiniz. Oğuz Atay kitaplarından alıntılar. Oğuz Atay sözlerinin derlendiği bu kitabı keyifle okuyacağınızı temenni ediyorum ~ Oğuz Atay Sözleri . Oğuz Atay Sözleri Korkuyu Beklerken OğuzAtay, günümüzde oldukça gündeme gelen, kitapları birçok diziye konu olmuş, sözleri insanları oldukça etkileyen bir yazardır. Özellikler, ‘’Kelimeler albayım, bazı anlamlara gelmiyor.’’ sözü çoğu kimse tarafından bilinmektedir ve dillere pelesenk olmuştur. Oğuzatay korkuyu beklerken. Arap Sözleri - ö s k. hüzünlenmemek elde değil. #edebiyat #edebisözler #şiirsokakta #kitap #kitapalıntıları #aesthetic # "Korkuyu Beklerken" eseri 2008'de; "Tehlikeli Oyunlar" romanı 2009'da "Bir Bilim Adamının Romanı" eseri de 2012'de tiyatroya uyarlanarak sahneye alınır. Edebi Kişiliği Modernizmi esas alan sanatçılardan olan Oğuz Atay, postmodernizmin de edebiyatımızdaki öncülerindendir. 4mza5. Re Korkuyu Beklerken Öyküde, her ne kadar ölümden, ölmekten, ölmeye hazır olmaktan söz etse de aslında yaşamak isteyen ama bunu nasıl becereceğini bilemeyen bir adam gördüm. Ezber bozduran o mektubu bulduktan sonra, kendisiyle hesaplaşmaya başlıyor. Bunu yaparken, kendine mi anlatıyor, yazıyor mu, birine mi anlatıyor öykü kişisi bilmiyorum ama sanki kendi kendisiyle konuşuyormuş gibi sakınmasız. Eve dair anlatılan her şey, anahtar, kilit, kapı, çekmeceler, kenarlar, köşeler, albümler, cep defterleri vs. öykü kişisinin bilinci, beyni diye düşündüm. """Fakat ben oraya zarf koymazdım. Çünkü zarfım yoktu evde. Çünkü kimseye mektup yazmadım..... Korktum. Çünkü, 'demek ki' diyemeyeceğim bir yerlere gelmiştim." "demek ki", bir şeyi açıklığa kavuşturma, bilme, bir sonuca bağlama anlamı içeriyor. Öykü kişisi 'demek ki' diyemeyeceği bir yere geldiğini fark ediyor. Korkuyor bundan. Bilmenin ya da bildiğini sanmanın rahatlığıyla yaşarken birden alışkanlıkla yapıp ettiklerinin dışında, farklı bir şeyle karşılaşınca önce ve aslında hep korkuyor, kendiyle hesaplaşmaya başlıyor. ""Eşya bir gün delirirse? deyip çeki düzen vermeye çalışıyor eve yani kendine, ya da düşünme biçimine. Çeki düzen vermeye çalıştıkça daha da karmaşık hale getiriyor. Dolaplardan çıkardıklarını düzenlemeden yeniden yerlerine tıkmaya çalıştığında artık eski yerlerine girmiyorlar. Kendisiyle hesaplaşmaktan kurtulamıyor ""Yürürken başını, kurumuş yapraklardan kaldırarak biraz çevrene baksaydın bilirdin. ""hiçbir şeyin gelişimini ya da çöküşünü izlemek mümkün olmuyordu. ""Bütün hafızamı, hayal gücümü zorluyordum; geçmişi ait bir şeyler hatırlamak, bir şeyler görmek istiyordum. Olmuyordu. Aslında düşününce, cnım şu zamanda şöle olmuştu, annemin yüzü beyazdı ve yatay çizgiliydi, okula başladığım gün ne kadar korkmuştum diyebiliyordum. Fakat, mesele bu değildi; mesele, bir şeyleri, sıcak bir çorbanın kokusunu duyar gibi hissedebilmekti. ""Ne acıklı bir maceraydı bu. Belki de değildi; belki de, bunun acıklı bir macera olduğunu da bir yerden öğrenmiştim. ""Artık bir arsa haline gelen komşu evin tabanını, dünyanın merkezine doğru kazmağa başladılar. Sağda solda bir iki kırıntı kalmıştı yıkıcılar döneminden. Dünyada hiçbir şeyin tam sona ermediğini anladım o zaman. Bu hesaplaşmada kimi zaman güçsüz kalıyor. ""Ben, yalnızlığı istemekle suçlanıp yalnızlığa mahkûm edildim. bu karara bütün gücümle muhalefet ediyorum. Ben yalnızlığa dayanamıyorum, ben insanların arasında olmak istiyorum.... İşte tek başıma yıkılmış durumdayım Ne yemek pirimesini, ne de okumasını becerebildim; ne İngilizceyi, ne de tabiatı sevmesini öğrenebildim. ""Bana eski durumum bağışlanırsa, evi saksılarda dolduracağım... yurduma yararlı olacağım, hiçbir düzene karşı çıkmayacağım. Evleneceğim, çocuk yetiştireceğim... Ancak içince yeniden güç buluyor kendinde. ""Bütün düzenleri yıkacaktım, onlara gösterecektim. Artık ne kapıları kilitleyecek, ne de anahtarları vazonun içine atacaktım... Bilincini yitirmeyi istiyor. Doktorla konuştuklarını anlattığı bölümde ""Artık kendimi savunacak gücümün kalmadığını söyledim. Bir akılsızlar evine yatırılamaz mıydım? Başka türlü bu evden dışarı çıkacağım yoktu.... Fakat doktor bey, bu duvarlarınbahçe duvarlırı, demek istiyorum bütün imkânlarını sınırlarını denedim... diyor. Evi ateşe vermeye kalkışması, mektubu gönderenlerin gözaltına alındığı haberinin ardından dışarı çıkması, bir akrabaya gitmesi, geri döndüğünde evin yıkıldığını görmesi var ama bunlarla ilgili yorumumu yarın yazacağım. . Oğuz Atay Tutunamayanlar kitap alıntıları ve kitaptaki en güzel Oğuza Atay sözleri hepimizin defterlerinin bir yerlerinde yazıyordur mutlaka. Herkes bu kitabı okurken içinde kendine ait bir şey buluyor. Tutunamayanlar kitabını altını çizmeden okuyan yok gibidir desem abartmış olmam, ben de birçok yerini çizmekten kendimi alamadım. Kitabı okuduktan sonra kitap yorumlarına baktığımda birçok kişiyle aynı şeyleri hissettiğimi anladım. Kitap uzun ama doyurucu bir etkisi var, özellikle de kalbe, ruha ve zihne olan etkileri inanılmaz. Oğuz Atay Tutunamayanlar sözleri ve kitap alıntıları birçok kişinin not defterlerinin baş köşesini süslemektedir. Oğuz Atay Türk edebiyatının ilk akla gelen yazarları arasındadır ve yazdığı sıra dışı eserleri yıllar geçse de hep çarpıcı ve güncelliğini koruyor. Evet Oğuz Atay gibi kalem ve söz üstatlarının değerini bilmek, “Tutunamayanlar” gibi kitapları didik didik ederek eserlerinden maksimum faydayı sağlamak gerek. Oğuz Atay kimdir kısaca bahsedersek, 1934 yılında Kastamonu’da dünyaya gelen Oğuz Atay hikaye roman, şiir türlerinde birçok esere imza atmıştır. Tutunamayanlar kitabı Oğuz Atay’ın ilk roman kitabıdır. “Tutunamayanlar” gibi “Tehlikeli Oyunlar” ve “Korkuyu Beklerken” adlı kitapları da oldukça popülerdir. Bu eserin içindeki güzel sözleri, aşk ve sevgi sözlerini, hayata dair detayları çok iyi süzdüğü alıntıları her yerde kullanmak isteyeceksiniz. Tutunamayanlar sözleri Olric diyalogları da enfes tespitlerden oluşmaktadır. Sosyal medyada da en fazla paylaşılan sözler arasında Oğuz Atay Tutunamayanlar kitap alıntıları ve onun enfes sözlerini görebilirsiniz. Tutunamayanlar sözleri bazen kısacık bir cümleyle çok şey anlatıyor. Kısa, derin ve bir o kadar da yoğun anlamı olan Oğuz Atay Tutunamayanlar alıntı ve sözleri sizlerle “Bazı günler konuşamazdı insan.” sayfa-45 “Hayır, dostum. Ben en acıklı anda bile güldürücü sözler bulabilen bir insanım. Kendime acımam yoktur.” sayfa-61 “Hayata dayanamadığımız için espri yapıyoruz.” sayfa-80 “Şu anda, sana güzel bir söz söyleyebilmek için, on bin kitap okumuş olmayı isterdim.” sayfa-113 “İnsan, hareketlerine engel olabilirdi; fakat düşüncelerini nasıl durdurabilirdi?” sayfa-153 “Ben, seni görür görmez anlamıştım. Bu kaygısız görünüşünün altında; duygulu, içine kapanık bir insan olduğunu.” sayfa-259 “Zaman baş döndürücü bir hızla dönüyor , ayakta durmasını bilmeyenleri yıkıyordu.” sayfa-331 “Bütün hayatımızı yersiz çekingenliklerle mi geçireceğiz Olric? Cesareti yalnız kafamızda mı yaşayacağız?” sayfa- 357 “Söylenen sözlerin, yaşanan olaylardan önemli olduğunu Selim’de gördüm.” sayfa-359 “Olur ya, belki bir gün tam senin gibi hissederim, senin heyecanların benim heyecanlarım olur o zaman seni bütünüyle yaşarım, kim bilir?” sayfa-375 “Önüne gelen nimetleri değerlendirmesini bilmeyen, seni, senden başka türlü bir insan yapmak isteyenlerin arasına düşmüşsün.” sayfa-387 “Bir anlam aramamalı. Anlam kadar insanın hayatını zehir eden bir kavram yoktur.” sayfa-403 “Ben iç dünyama dönüyorum. Orada hayal kırıklığına yer yok.” sayfa-425 “Yalnız kalmaktan da kalmamaktan da korkuyordu.” sayfa-448 “Korkuyoruz. Düşünmekten ve sevmekten korkuyoruz. İnsan olmaktan korkuyoruz.” sayfa-453 “Herkes ne istediğini daha iyi bilsin ne istediğini bilmemek yüzünden kimse bana başvurmasın. Evde yokum.” sayfa-455 “Yaşamak her gün girilen bir imtihan olursa buna kimse dayanamaz.” sayfa-473 “Yaşamak aynı zamanda yaşamış olduklarını hatırlamak demektir hatırladıkça bunalıyorum” sayfa-519 “Kimsenin yaşantısını beğenmedim kendime uygun bir yaşantı da bulamadım.” sayfa-666 “En önemli sözü en sonda yazacağımı sanıyorsan aldanıyorsun, hiçbir zaman benden bekleneni vermeyi becerememişimdir bekleyenleri utandırmışımdır.” sayfa-535 Pin“sıkılırken dinlendiğimi anlamıyorum”Tutunamayanlar Olric Konuşmaları Top 3 Kitaptaki Olric diyaloglarına bayılacaksınız, Oğuz Atay kelimelerle resmen dansediyor. Tutunamayanlar Olric sözleri içinden seçtiğim en iyiler sizlerle… 1- -Hep geçer diyorlar ya Olric! Sence geçer mi? -Geçer elbet efendim; bazısı teğet geçer, bazısı deler geçer, bazısı deşer geçer, bazısı parçalar geçer. Ama mutlaka geçer. 2- -En tehlikeli kelime nedir Olric ? -“Ama”dır efendim bana göre. -Neden Olric ? -Önceden söylenen her cümleyi öldürür! Mesela, seni seviyorum ama…” gibi. 3- -Kolundaki yaralar efendim. -Tutunurken oldu Olric. -Ya yüreğindeki yaralar efendim. -Tutulurken oldu Olric! -Peki ya gözlerindeki suskunluk; ne efendim? -Hiç dokunma, sus Olric! -Hadi gidelim Olric. -Nereye efendimiz? -Ona Olric. -O artık başkasıyla efendimiz. -Olsun onun mutlu olduğunu uzaktan izlemek de yeter bize Olric. Oğuz Atay Tutunamayanlar Kitabı Yorum Tutunamayanlar sayfa sayısı oldukça fazla bir kitap, tam 724 sayfadır. Bu yüzden hızlıca bitirebileceğiniz bir kitap değil. Özellikle de bazı derin cümleleri anlamak için bir daha okuyacak, aynı cümleyi tekrar tekrar okuyup altını çizmekle zaman kaybedeceksiniz. Evet bu kalınlıkta kitabı bitirmek benim için oldukça zordu. Kitaba başladığım an kendimi olaylar fırtınasının içinde buldum, o kadar kompleks ve girift ilerliyordu ki, daha iyi anlamak için bazı yerleri tekrar tekrar okumak zorunda kalıyordum. Şuradan bir örnek vereyim Dostoyevski’nin Suç ve Ceza kitabı. Bu kitap ilk zamanlar o kadar sarıyor ki gerçekten insana okuma zevkini tattırıyor ama çok zaman geçmeden tam tersi o kadar da bunaltıcı olabiliyor. Bu sefer de insana kitap kapağını açmaktan soğutuyor. Oğuz Atay Tutunamayanlar kitabı da bu yönüyle aynı diyebilirim. Bu durum karşısında kitabı bırakıp bırakmamak arasında gidip geliyordum, en sonunda ara vermenin en iyi seçenek olduğuna karar verdim. Sonra kitabı tekrar elime aldım ve kısa bir süre içerisinde bitirdim. Kitabın sonuna geldiğimde gözlerimde birkaç damla yaş vardı ve ellerim kitabın kapağını kapatırken titriyordu. Bazen yaptığın yanlış seçimler yüzünden gerçekten pişmanlık hissi çöker ya insana, içimi bir anlık böyle bir pişmanlık kapladı. Yalnız kısa bir pişmanlıktı bu, sonrasında yerini hüzünlü bir mutluluğa bıraktı. Küçük kütüphanemdeki koskocaman Oğuz Atay Tutunamayanlar kitabına tekrar baktığımda aklıma yüzlerce üstünde çizdiğim güzel Oğuz Atay sözleri kitabın üstüne aldığım notlar geliyor ve çok hoş duygularla doluyordum. Sonunda ben de bu acıyla birlikte verdiği tatlı manevi rahatlığı tadabildiğim için kendimi oldukça şanslı hissediyorum. Size de bu hissi yaşamayı tavsiye ederim. Tutunamayanlar kitabında öyle bir tat var ki, teşbihte hata olmasın çiğköfte gibi bir yandan acısı var bir yandan da tadı ve lezzeti Tadı ağzında yavaş yavaş ve çok sonra hissedilmeye başlıyor. Sadece bu acı tada odaklanan bazı okuyucular maalesef kitaba devam edemiyorlar ama ben onlara buradan ipucunu vereyim; bu kitabı okudukça lezzet artarak devam ediyor ve son kısımlarda zirve yapıyor. Evet Oğuz Atay Tutunamayanlar kitabı aynı zamanda konusu ve olaylarıyla sonunu da çok merak ettiriyor. Kitabı sonuna kadar okuyun zira gerçek tadı en sonunda diyebilirim. Keyifli okumalar… Daha önce yazmış olduğum “Güzel sözler ve Aforizmalar” adlı yazımda da çok harika sözler bulacağınıza eminim, mutlaka göz atın. Bu sayfamızda Oğuz Atay Sözleri, Oğuz Atay Alıntıları, Olric Sözleri, Oğuz Atay Tutunamayanlar Alıntıları, Oğuz Atay Tehlikeli Oyunlar Alıntıları, Oğuz Atay Bir Bilim Adamının Romanı Alıntıları, Oğuz Atay Korkuyu Beklerken Alıntıları, Oğuz Atay Günlük Alıntıları yer almaktadır. Gel seninle bir daha ağlayalım; yaşanmışlara, yaşanmamışlara, bir de hiç yaşanamayacaklara. Ne zoruma gidiyor biliyor musun Olric? O’na yazdıklarımı o’ndan başka herkes okuyor. Son bir şans daha verme, sevgine layık olmayana. Merak etme, aşk yürek işidir ve yüreği olmayanın kalbi kırılmaz nasılsa. Cam kırıkları gibidir bazen kelimeler; ağzına dolar insanın. Sussan acıtır, konuşsan kanatır. Yalnızlığına iyi bak, sahip çık. Kaç kişinin emeği var onda kimbilir.. – Neden sadece bir hayal ürünüsün Olric?+ Siz gerçeksiniz de ne oluyor efendimiz. – Kolundaki yaralar efendim? + Tutunurken öyle oldu Olric.. – Ya “Yüreğindeki yaralar…” Efendim? + Tutulurken öyle oldu Olric..! – Peki ya gözlerindeki suskunluk; ne Efendim ? + Hiç dokunma..! Sus Olric!.. – Sustum Efendim… – Daha kaç kez ıskalayacağız hayatı Olric?+ Oklarımız bitene kadar efendim. – Biliyormusun Olric. + Neyi efendimiz? – Onunla ne zaman lades oynasak hep o kazandı. + Neden efendimiz? – Kalbimdeyken nasıl aklımda derdim? – Sus Olric! Düşünüyorum.+ Düşünmek ne haddinize efendimiz? – Descartes düşündükçe var oluyordu Olric.+ Descartes düşündükçe var olur, siz düşündükçe yok olursunuz efendimiz.. – Ne çok şey biliyor bu insanlar Olric? + Herkes işine geleni biliyor efendimiz. – Biliyor musun Olric, benim bir çok dostum var.+ Görüyorum efendimiz, hepsinin sırtınızda izleri var. – İnsan nedir bilir misin Olric? + Nedir efendimiz.? – Ağaçları kesip onlardan kağıt yapan sonrada o kağıtlara ağaçları koruyunuz’ yazandır.. – Gelirmi dersin Olric?+ Gelmez, gelemez efendimiz.– Neden Olric?+ Yüreği o kadar büyük sevemez de ondan efendimiz. – Can çekişmek nasıl bir şey bilir misin Olric. + Hayır efendimiz, nasıl birşey? – Ona söyleyebileceğin o kadar şey varken susmaktır Olric. – En tehlikeli kelime nedir Olric? + Ama’dır efendim bana göre. – Neden Olric? + Önceden söylenen her söylemi veya kelimeyi öldürür! Mesela, seni seviyorum ama. gibi. – Keşke nedir Olric? + Hatalarımız efendimiz. – Çok mu hata yaptık? + Keşke diyecek kadar efendimiz. – Elimde değil Olric!+ Ne efendimiz?– Elleri Olric elleri.. – Ne çok şey biliyor bu insanlar Olric? + Herkes işine geleni biliyor efendimiz.. – Yağmur yağıyor Olric, ıslanıyor etraf ağlasak kimse anlamaz değil mi?+ Anlamaz efendimiz.– Anlasa ne olur ?+ Utanırız efendim..!– Sevmeyi göze alan utanır mıymış Olric! – Hep geçer diyorlar ya Olric. Sence geçer mi? + Geçer elbet efendim; bazısı teğet geçer, bazısı deler geçer, bazısı deşer geçer, bazısı parçalar geçer. Ama mutlaka geçer.. Tabiat, sırlarını bakmasını bilene açıklarmış. Şimdi al yalnızlığımı ört üzerine Olric.. Belki o vakit bırakıp her şeyi.. Gelirim bir yerlerden başlamak için yeniden. Ne zaman hayata tutunmaya çalışsak, hep mahrem yerleri geldi elimize. Söyle “evladım” diye teselli ederdi annem beni. Söyle de içine hicran olmasın. Hicran oldu anne. Bize öğretilen her söze inandık, yasaktır dendi kandık, hep girilmez levhalarına aldandık bu tutulan yol yanlıştır bize. Kimsenin yaşantısını beğenmedim. Kendime uygun bir yaşantı da bulamadım. Çok yükseğe çıkamam; bende yükseklik korkusu var. Kimseyi yarı yolda bırakamam; bende alçaklık’ korkusu var. İyi geçinmek iki kişinin kusursuz olmasıyla değil, birbirlerinin kusurlarını hoş görmesiyle olur! Koca bir ömrü harcamak dedikleri gerçeğin altını seninle çizdim ben. Beklenen hep geç geliyor; geldiği zaman da insan başka yerlerde oluyor . Hayır dostum ben en acıklı anlarımda bile güldürücü sözler bulan bir insanım, kendime acımam bundandır. Beni anlamalısın çünkü ben kitap değilim, çünkü ben öldükten sonra kimse beni okuyamaz, yaşarken anlaşılmaya mecburum. Bir silgi gibi tükendim ben. Başkalarının yaptıklarını silmeye çalıştım. Mürekkeple yazmışlar oysa. Ben kurşun kalem silgisiydim. Azaldığımla kaldım. İnsanlar bozuk para gibidir. İki seçenek vardır yazı ya da tura. Bir yüzünü gösterirken bize diğer yüzünü zaman gösterecektir. İnsan çok sevdiği halde neden her defasında terkedilir? ve beklenenler, neden hep vazgeçildikten sonra gelir? Ne ölmek nefessiz kalmaktır; ne de yaşamak nefes almaktır. Yaşamak; sevilmeyi hakeden birine yaşamını harcamaktır. İki kadına adamak istiyorum hayatımı. Biri erkeğim’ desin bana, diğeri sadece baba. Sigarayı bırak artık diyordun ya bana, bende bırakmıyordum. Çünkü senin, benim için üzülüyor olmana içten içe seviniyordum. Zaman her şeyin ilacıysa, fazlası intihara girmez mi? Nedensiz ve sebepsiz sevdim seni. Çünkü bir sebebi olsa, aşk olmazdı bunun ismi.. Siz bilmezsiniz albayım insanlık tek başına kollarımda can verdi. Yanında kimseler yoktu. Fotoğraf çekilerken, nedense kendimizi gülümsemek zorunda hissediyoruz. yani aslında ona bile mutluluk oyunu oynuyoruz. Hiç kimseyi anlamıyorum. İnsanların arasına karışıp onlara uyduğum için de kendimden nefret ediyorum. Güçlü olmak artık beni yoruyor Olric , ki buralarda bilmem, hangi uykunun, hangi köşesinde beklemedeyim hiç gelmeyecek olanı. Provası yok hayatın. Ne yeniden yaşamak mümkün, ne de yaşadıklarını silebilmek. Önemli olan, ilk defa değil son defa sevebilmek. Biliyor musun Olric? Artık yalnızlığı bile çok seviyorum, sırf onun eseri diye. Hayatımın başı ve sonu belliydi; hiç olmazsa ortasını kaçırmamalıydım. Yemek koyulurken, bu kadar yeter’ dedikten sonra mutlaka bir kaşık daha yemek koyan kişiye anne’ denir. Ve o her şeye değerdir. Kafam cam kırıklarıyla dolu doktor. Bu nedenle beynimin her hareketinde düşüncelerim acıyor. Neden yalnızlıktan şikayetçidir ki insan. Ne yani, mutlu olması için bir sevgiliye mi muhtaçtır her zaman. Kimseye göstermem üzüntümü. Gündüz gülerim, geceleri yalnız ağlarım. Tabiat, sırlarını bakmasını bilene açıklarmış. Yalnızlığı çok seversek, bir gün o da çekip gider mi? Kimseye göstermem üzüntümü. Gündüz gülerim, geceleri yalnız ağlarım.‎ Hayır dostum ben en acıklı anlarımda bile güldürücü sözler bulan bir insanım, kendime acımam bundandır. Oysa bizim bütün güzelliğimiz, yaşadıklarımızla düşündüklerimiz arasındaki acıklı çelişkinin yansımalarından ibaretti. Artık gelecek planlarımı hayattan gizli yapıyorum. Sanki hayat, işini gücünü bırakıp planlarımı bozmak için her şeyi yapıyor. İnsan seviyorsa kaybetmekten korkar. Kıskançlık da bir kaybetme korkusudur. Kıskanmıyorsa eğer; yeterince sevmiyordur. Hayatta silgim hep kalemimden önce bitti. Çünkü kendi doğrularımı yazacağım yere, tuttum başkalarının yanlışlarını sildim. Öyleyse, ben de hayatımın sonuna kadar aynı yerde kımıldamadan oturacağım. Herkes istediği kadar koşsun. Beni anlayacak insan, oturduğum yerde de beni bulur. Beni bir gün unutacaksan, bir gün bırakıp gideceksen boşuna yorma, boş yere mağaramdan çıkarma beni. Alışkanlıklarımı, özellikle yalnızlığa alışkanlığımı kaybettirme boşuna. Ve yalnızlık kelimeyle birlikte yaşadı insanın içinde, kelimeler yalnızlığı anlattı ve yalnızlığın içinde eriyip kayboldu. Yalnız kelimeler dindirdi acıyı ve kelimeler insanın aklına geldikçe yalnızlık büyüdü, dayanılmaz oldu. Şu anda, sana güzel bir söz söyleyebilmek için on bin kitap okumuş olmayı isterdim dedi. Gene de az gelişmiş bir cümle söylemeden içim rahat etmeyecek Seni tanıdığıma çok sevindim kendi çapımda. Seni seviyorum ve yalnız seni görüyorum. Seninle ilgiliyim başka her şeyi unutuyorum. Sözün gelişi değil bu; ben sözümün eriyim başka anlamları olsaydı sözlerimin başka anlamlara uygun kelimeler bulurdum. Ben, senin bilinçaltı karanlıklarına ittiğin ve gerçekleşmesinden korktuğun kirli arzuların, ben senin bilinçaltı ormanlarının tarzan’ı! Yemeye geldim seni. Benden kurtulamazsın. Ben, senin vicdan azabınım! Bu düzmece oyun sona ermeli. Kendi benliğimizi bulmalıyız. Yol verip yakarmaktan vazgeçmeliyiz. Rüyalarımızı gerçekleştirmeye çalışmamalıyız, gerçekleri rüya yapmalıyız. Çelişikşiz dikensiz ve düzgün rüyalarımızı yaşamalıyız. Sözümüzün eri olmalıyız kırılacak kafaları kırmalıyız. Bize acınmadığı için acımamalıyız. Oğuz Atay Tutunamayanlar Alıntıları“Başkalarının yaptıklarını silmeye çalıştım mürekkeple yazmışlar oysa. Ben kurşun kalem silgisiydim. Azaldığımla kaldım.” “Ne yazık onlara ki kendilerine açılan saf bir kalbi zaaflarından istifade edilecek, istismar edilecek bir akılsız sayarlar.” “Bir insan eşyayı da suçlayamazsa, divana istediği gibi tekme atamazsa onun insanlığı nerede kalır? “ “Kendini çözemeyen kişi, kendi dışında hiç bir sorunu çözemez.” “Kötü bir resim asarım korkusuyla hiç resim asmadım; kötü yaşarım korkusuyla hiç yaşamadım. Bana acımayın. Ben kötüyüm; sizlere karşı kötü duygular besledim içimden. Beceriksizliğimden uygulayamadım kötü düşüncelerimi.” “Üniversitede en sevdiğim öğrenciler, yıllardır okulu bitiremeyenlerdi. Yanlarından ayrılamazdım. Onların başarısızlık masallarını büyük bir hayranlıkla dinlerdim.” “Şu anda, sana güzel bir söz söyleyebilmek için, on bin kitap okumuş olmayı isterdim.” “Gene de az gelişmiş bir cümle söylemeden içim rahat etmeyecek seni tanıdığıma çok sevindim kendi çapımda.” “Hayatım ciddiye alınmasını istediğim bir oyundu.” -Daha kaç kez ıskalayacağız hayatı Olric? – Oklarımız bitene kadar efendimiz. “Kitapçıların ve çiçekçilerin bazı özellikleri olmalıdır Olric. Gelişigüzel insanlar bu mesleklerin içine girmemeli. Kitaplar ve çiçekler özel itina isteyen varlıklardır. Ne yazık, bu meslekler de artık olur olmaz kimselerin elinde, sattıklarıyla ilgileri olmayan kişilerin. Durmadan kitaplara ve çiçeklere eziyet ederler, onlara nasıl davranılacağını bilmezler. Bana kalırsa, bir kitapları koruma derneği kurmalı ve kitaplara kötü muamele edilmesini önlemeli…” “Kelimelerden önce de yalnızlık vardı kelimeden sonra da var olmaya devam etti yalnızlık… Kelimenin bittiği yerden başladı. Kelimeler yalnızlığı unutturdu ve yalnızlık kelimeyle birlikte yaşadı insanın içinde. Kelimeler, yalnızlığı anlattı ve yalnızlığın içinde eriyip kayboldu. Yalnız kelimeler acıyı dindirdi ve kelimeler insanın aklına geldikçe yalnızlık büyüdü, dayanılmaz oldu.” “İki yaşında geçirdiği sıtmanın etkisiyle hızlı koşamadığı için saklambaç oyunlarında sık sık ebe olmaktan kurtulamadı. Bu ebeyle, onu dünyaya getiren ebe arasındaki ilişkiyi bir türlü bulamadı.” “Buraya rüyalarımızı gerçekleştirmek gerçek cenneti kurmak ve kötü hayalleri kovmak üzere toplanmış bulunuyoruz onları gözyaşlarımızla mı eğlendireceğiz onlar bu çeşit eğlenceyi daha çok severler ama ne ağladık ne ağladık diye heyecandan titrerler birbirlerine anlattıkça oysa biz onlara cenneti sunacağız cennet muhallebiden duvarlar demek değildir sayın yetkili cennet insanların birbirlerini dinlemeleri demektir birbirlerine aldırmaları birbirlerinin farkında olmaları demektir sen beni dinleyeceksin sayın yetkili benim reyimle oraya geldin bana kulak vereceksin yanımdan hışım gibi özel muhafızların ve kurşun işlemez camlı arabalarınla rüzgar gibi geçmeyeceksin öyle sahte bir samimiyet de istemiyorum benimle el sıkışırken resimler çektirmen gereksiz…” “Yaşasın papatyalar; canım papatyalar. Seviyorum sizleri. Sizler ki bütün kış toprağın altında, yalnız bizi düşünürsünüz ve ilkbaharda hemen seriliverirsiniz ayaklarımızın altına. Canımlarım benim. Seviyorum sizleri insan kardeşlerim. Durup dururken seviyorum işte. Sevip duruyorum. Kollarımı açıp bütün insanlığı kucaklıyorum. Papatyalar gibi sizi koparıp göğsümde tutmak istiyorum…” “Kötülükten ancak kötülük çıkar. Bayağılık insan ruhunu öldürür. Elbette, çok gelişmiş milletler, kötülükten de bir şeyler çıkarıp, onu az gelişmiş milletlere ihraç etmek yolunu bilmektedirler. Kötülüğü rasyonalize edip, ya da sanat eserlerinde dondurup, hayata ait bir canlılık bulmaktadırlar kötülükte. Burada, tek korunma yolu, kötülüğün üstünden akıp gitmesini sağlamaktır. Benim gibi, az gelişmiş bir ilk okul öğrencisinin de başarabileceği tek şey buydu. Kötülüğe kayıtsız kaldım; ona içimde yer vermedim. Kara ekmeği yemek zorundaydım; ama kötü şiiri okumadan da yaşayabilirdim.” “Beklenmedik bir zamanda. Beklenmedik hiçbir şey olmaz. Hiçbir zaman beklenmedik bir olayla karşılaşmaz insan. Olaylara rastlamak için yolunu sen değiştirdin. Karşı kaldırıma geçtin.” “Ben bir noktaysam… odanın ortasında durdu. Şu anda odanın köşegenlerinin kesim noktasında bulunuyorum. Bütün köşelere sesleniyorum içinizden birinde kalmış bir tutunamayan var mı?” “Bir gün bütün değer yargıları değişecek ve yargılananlar yargıç, eziyet edenler de suçlu sandalyesine oturacaklardır ve onlar o kadar utanacaklar, o kadar utanacaklardır ki utançlarının ve suçlarının ağırlığı yüzünden ayağa kalkamayacaklardır.” “Ne yazık onlara ki kalpleri temiz olmadığı için herkesi kötü sanırlar ve günahsıza ve günahkâra bir fark gözetmeden kötülük ederler. Ne yazık onlara ki duygulu çekingenliği korkaklık, samimiyeti yaltaklanma ve yardımı bir baskı sayarlar. Ne yazık onlara ki kendilerine açılan saf bir kalbi zaaflarından istifade edilecek, istismar edilecek bir akılsız sayarlar. Onların, geleceği yaratan insanlar arasında yeri yoktur. Unutulacaklardır.” Oğuz Atay Tehlikeli Oyunlar Alıntıları“Beni anlamalısın. Çünkü ben kitap değilim, çünkü ben öldükten sonra kimse beni okuyamaz, yaşarken anlaşılmaya mecburum.” “Bazı insanlar bazı şeyleri hayatlarıyla değil, ölümleriyle ortaya koymak durumundadır. Bu bir çeşit alın yazısıdır. Bu alın yazısı da başkaları tarafından okunamazsa hem ölünür ve hem de dünya bu ölümün anlamını bilmez; bu da bir alın yazısıdır ve en acıklı olanıdır. Bir alın yazısı da ölümün anlamını bilerek, ona bu anlamı vermesini beceremeden ölmektir ki, bazı müelliflere göre bu durum daha acıklıdır.” “Ağzının, güzel dudaklarının yanında bir gülümseme yaratmak için, ne uzun yollardan geçiyorsun. Kendinden veriyorsun ve durmadan eksiliyorsun. Oysa bazı insanlar, oldukları gibi kalarak, elde ederler istediklerini. Ben, kanımı damla damla süzerek veriyorum.” “Kafam cam kırıklarıyla dolu doktor. Bu nedenle beynimin her hareketinde düşüncelerim acıyor anlıyor musun?” Oğuz Atay Bir Bilim Adamının Romanı Alıntıları“Herkes hafızasından, hafızasının zayıf olduğundan kolaylıkla şikayet eder; fakat asla zekasından yakınmaz. Bilmez ki hafıza, zekanın bir unsurudur.” “Evet, akıl, hareketlerimize rehber olamıyor. Peki beyler, bu akıl denen şeyden biraz olsun da yararlanamaz mısınız? Yoksa hepinizi kaldırıp atmalı mı? Yoksa rahat etmek için aklı mı kaldırıp atmalı? Doğrusu ikisini de atmaya gönlüm razı olmuyor.” “Zaten bu büyük alemde kendimizi ayrı ayrı düşünecek olsak mutlak değerimiz sanki nedir… Eğer birimizin bir kıymeti varsa, o da diğerinin ona verdiği değerdir… Aşk muhakkak derin bir dostlukla başlar.” “Her şey öğretilebilir. İyi yaşamak için neler yapmalı? Bunu bile öğretebiliriz insanlara. Çünkü İyi yaşamak da bilgiye dayanır. Bunu da göstermeliyim sizlere. Çünkü ülkemizin insanları daha yaşamanın acemisidir. Onlara insan gibi yaşaması öğretilmemiştir henüz. Nasıl yaşamak gerektiği de sezdirmeden öğretilebilir onlara. Hayatın yaşamaya değer olduğu öğretilebilir. Güzel sanatların da, edebiyatın da büyük ve güzel şeylerin de varolduğunu öğrenmeli insanlarımız.” Oğuz Atay Oyunlarla Yaşayanlar Alıntıları“Artık hayatta yeteri kadar acı var, insanlar bunu görmek için tiyatroya gitmezler artık.” “Büyük kalpler nedense çok zayıf oluyor…” “Kendimize isimler vermeyelim, yaptığımız işlerle varolalım, bunun dışında kalan bütün sahte unvanları, kurumları, insanın kendini üstün bir şey saymasına yol açan düzenleri yok sayalım…” “… Ey zavallı milletim dinle! Şu anda hepimiz burada seni kurtarmak için toplanmış bulunuyoruz. Çünkü ey milletim, senin hakkında az gelişmiştir, geri kalmıştır gibi söylentiler dolaşıyor. Ey sevgili milletim! Neden böyle yapıyorsun? Neden az gelişiyorsun? Niçin bizden geri kalıyorsun? Bizler bu kadar çok gelişirken geri kaldığın için utanmıyor musun? Hiç düşünmüyor musun ki, sen neden geri kalıyorsun diye düşünmek yüzünden, biz de istediğimiz kadar ilerleyemiyoruz. Bu milletin hali ne olacak diye hayatı kendimize zehir ediyoruz.” Oğuz Atay Korkuyu Beklerken Alıntıları “Önce tarikatlara baktım Bunlar, can sıkıcı yollar bulmuşlardı, bütün dertleri Allah’a varmaktı. Ruh temizliği, nefsin kötülüklerinden kurtulmak, birliğe varmak Allah’la bir olmak, O’nun yüzünü şurada burada görmek için belirsiz amaçlan, elle tutulması güç metodarla gerçekleştirmek için gereksiz yorgunluklara katlanmışlardı. Hepsinin de birbiriyle ilgisi vardı, işin aslı da anlaşılmıyordu. Yüzyıllardır bu kadar insan, saçlarını kesip kesmemek ya da belirli günlerde su içmemek için mi bir araya gelmişti? Sonra, kötülük neredeydi, kötülük? Görünüşte hep sevgi, ahlak, güzellik sözleri vardı ama, bir yerde kötülük olmalıydı; gizlilikten bir kötülük doğmalıydı. Sonra, bunların neden aralan açılmıştı peki? Allah’a giden yolda kaç basamak olduğu konusunda mı?” “Bir yerden sevmeye devam edebilir miydim? Çünkü sevmek, yarıda kalan bir kitaba devam etmek gibi kolay bir iş değildi. Ya hiç sevmemişsem bugüne kadar? Bir kitaba yeniden başlamak gibi, sevmeye yeniden başlamak pek kolay sayılmazdı herhalde.” “Yalnız yaşayan insanların, kendilerinde başlayıp biten eğlenceleri vardır.” “Ne zaman vaktin var? dedi. Her zaman. Ona bu sözü söylemedim tabii. Her zaman vakti olanlara saygı duyulmaz.” “Beni anlamıyorlardı. Zarar yok. Zaten beni, daha kimler anlamadı.” “Şimdi onu nasıl inandırabilirim bütün bu süreyi onunla birlikte yaşadığıma? Onu unutmuş gibi yaşarken onu düşündüğüme? Anlamaz, görünüşe kapılır, anlamaz. Başkasına rastladığım için, bu yeni ilişkinin her şeyi unutturduğunu düşünür. Oysa her şeyi hatırlıyorum.” “İyi şeyler birdenbire olur; bu kadar bekletmez insanı. Sürüncemede kalan heyecanlardan ancak kötü şeyler çıkar. Ya da hiçbir şey çıkmaz.” Oğuz Atay Günlük Alıntıları“Bu dünya geçicidir. Bu dünyada elde etmek ve korumak bir insan için sadece kısa ömrü için gereklidir. Bunu unutmamalı. Mezarlıklar bu nedenle gözümüzün önünde bulunmalı. Evimizin bahçesinde, sokağın köşesinde tek mezarlar yer almalı. Her şey geçicidir. Belgeler gereksizdir, unutulacak ayrıntıları yazmak anlamsızdır. Belki de unutmak esastır. Öğrenmek, kendini tanımak mutsuzluktur.” “Neyin ne olduğu, hangi suçun cezası ne kadar olduğu bilinmemelidir. Fakat herkes her an, suç işlediği halde kendisine taviz verildiğini hissettiği için başı önünde dolaşır insanımız. Bizim ilk günahımız budur Cezalandırılmayan küçük günahların toplamı, hoşgörümüz de budur. Ayrıca devlet de aynı suçluluk duygusu içinde müeyyideleri uygulamaz. Bu bakımdan bağışlayıcıdır. Karşılıklı bir oyundur bu. Bağışlanmayan tek suç, bu oyunu fark etmek, bu oyuna karşı çıkmaktır. Gerçeği aramaktır. Bilim bunun için tehlikelidir, felsefe bunun için tehlikelidir, deneme bunun için tehlikelidir, roman ve hikâye bunun için tehlikelidir. Belirli kalıplar içinde kalan şiir bunun için tehlikesizdir. Taklitçi olmayan Batıcılık bunun için tehlikelidir. Gerçeği arayan Doğu bunun için tehlikelidir…”Not Siz de sitemize katkıda bulunmak istiyorsanız; yorum bölümünü ya da Yeni Söz Ekle butonunu kullanarak güzel sözler ekleyebilirsiniz. Oluşturulma Tarihi Aralık 13, 2017 0934Türk edebiyatının dev ismi Oğuz Atay, 41. ölüm yıl dönümünde büyük bir özlemle anılıyor. Tutunamayanlar, Bir Bilim Adamının Romanı ve Tehlikeli Oyunlar gibi kitapların yazarı Oğuz Atay'ın sözleri bu kez kendisi için paylaşılıyor. İşte Oğuz Atay'ın hayatı ve en çok paylaşılan sözleri!Tutunamayanlar'ın unutulmaz Yazarı Oğuz Atay, ölüm yıl dönümünde unutulmadı. Beyninde çıkan bir tümör nedeniyle hayatını yitiren Oğuz Atay, vefatının kendi sözleriyle anılıyor. İşte Oğuz Atay ın bilinmeyenleri ve en çok paylaşılan sözleri!Oğuz Atay, 12 Ekim 1934'te Kastamonu'nun İnebolu ilçesinde dünyaya geldi. Babası Cemil Atay, 11 yıl milletvekilliği yapmış ama kendine ait bir eve sahip olamamış bir hukukçudur. Annesi ilkokul öğretmenidir. Kendisinden küçük bir de kız kardeşi vardır. Feminist yazar Ayşe Düzkan'ın dayısıdır. İçine kapanık bir çocuk olan Oğuz Atay, çocukluktan gençlik yıllarına kadar karikatürle ilgilendi. İlk ve ortaokulu Ankara'da okuyan Atay, 1951'de bugünkü adı Ankara Koleji olan Ankara Maarif Koleji'ni, 1957'de İstanbul Teknik Üniversitesi İnşaat Fakültesi'nden mezun oldu. Askerliğini 1957-59 yılları arasında yaptıktan sonra tamir ve kontrol elemanı olarak Kadıköy vapur iskelesinin yapımında çalıştı. Görevinden istifa ettikten sonra İstanbul Devlet Mühendislik ve Mimarlık Akademisi şimdiki Yıldız Teknik Üniversitesi İnşaat Bölümü'nde öğretim üyesi oldu. 1975'te doçent olan Atay, Topografya adlı bir de mesleki kitap yazdı. Çeşitli dergi ve gazetelerde makale ve söyleşileri yayınlandı. Oğuz Atay, Tutunamayanlar'ın 1971-72'de yayınlanmasından sonra, önemli bir tartışmanın odak noktası oldu. Bu romanıyla 1970 TRT Roman Ödülü'nü edebiyatının en önemli eserlerinden biri olan Tutunamayanlar, eleştirmen Berna Moran tarafından, "hem söyledikleri hem de söyleyiş biçimiyle bir başkaldırı" olarak nitelendirilmiştir. Moran'a göre Tutunamayanlar'daki edebi yetkinlik, Türk romanını çağdaş roman anlayışıyla aynı hizaya getirmiş ve ona çok şey büyük etki yaratan eseri Tutunamayanlar'ı 1973'te yayınladığı Tehlikeli Oyunlar adlı ikinci romanı izlemiştir. Hikâyelerini Korkuyu Beklerken başlığı altında toplayan Atay, 1911-1967 yılları arasında yaşamış Prof. Mustafa İnan'ın hayatı konu eden Bir Bilim Adamının Romanı'nı 1975 yılında yayımlamıştır. 1973 yılında yayımlanan Oyunlarla Yaşayanlar adlı oyunu Devlet Tiyatrosu'nda sahnelenmiştir. Atay, beyninde çıkan bir tümör nedeniyle büyük projesi "Türkiye'nin Ruhu"nu yazamadan 13 Aralık 1977'de, İstanbul'da hayatını kaybetmiştir. Edirnekapı Sakızağacı Mezarlığı'na sonra 1987'de Günlük, 1998'de ise Eylembilim adlı kitapları yayımlanmıştır. Sağlığında hiçbir kitabı ikinci baskı bile yapamayan Atay'ın kitapları ölümünden sonra büyük ilgi gördü ve defalarca basıldı. Yıldız Ecevit'in hazırladığı Oğuz Atay biyografisi "Ben Buradayım..." - Oğuz Atay'ın Biyografik ve Kurmaca Dünyası 2005 yılında Beklerken eseri 2008 yılında Öteki Tiyatro tarafından tiyatro oyunu olarak sahnelendi. Tehlikeli Oyunlar romanı, 2009 yılında Seyyar Sahne tarafından aynı adla tiyatro oyunu olarak uyarlanarak sahnelenmeye başlanmış ve hâlen sahnelenmektedir. Bir Bilim Adamının Romanı adlı biyografik eseri de 2012 yılında Bir Bilim Adamının Oyunu Mustafa İnanadıyla Te Sahne tarafından tiyatroya uyarlanarak sahnelenmeye başlanmıştırEserlerinde düşle gerçeğin birbirine karışması, üstkurmacanın kurgunun ana ilkesi olması Oğuz Atay’ı postmodernist roman kategorisinde eser veren ilk yazardır .Oğuz Atay, özellikle Tutunamayanlar romanında, modern şehir yaşamı içinde bireyin yaşadığı yalnızlığı, toplumdan kopuşları ve toplumsal ahlaka, kalıplaşmış düşüncelere yabancılaşan, tutunamayan bireylerin iç dünyasını anlattı. Yapıtları eleştiri, mizah ve ironi barındırır. Kastamonu Valiliği kendisi adına 2007 yılından beri Oğuz Atay Edebiyat ödülleri ATAY SÖZLERİ"Bazılarımız şiirlere, şarkılara, filmlere, kitaplara tutunuyor. Sanırım artık insan, tutunamıyor insana..""Şu anda, sana güzel bir söz söyleyebilmek için, on bin kitap okumuş olmayı isterdim." "Başkalarının yaptıklarını silmeye çalıştım mürekkeple yazmışlar oysa. Ben kurşun kalem silgisiydim. Azaldığımla kaldım."“Herkesin istediği gibi yaşadığı uzak bir ülkenin özlemini duyuyorum.”“Herkes birikmiş bizi seyrediyor; dağılın! Kukla oynatmıyoruz burada, acı çekiyoruz.”"Beni bir gün unutacaksan, bir gün bırakıp gideceksen, boşuna yorma derdi; boş yere mağaramdan çıkarma beni. ""Kelimeden önce de yalnızlık vardı.. Ve kelimeden sonra da var olmaya devam etti yalnızlık." "Korkuyoruz. Düşünmekten ve sevmekten korkuyoruz. İnsan olmaktan korkuyoruz." “Çok yükseğe çıkamam; bende yükseklik korkusu var. Kimseyi yarı yolda bırakamam; bende alçaklık’ korkusu var." "Hayatım ciddiye alınmasını istediğim bir oyundu."''...Beni anlamıyorlardı zararı yok. Zaten beni daha kimler anlamadı...''"Kötü bir resim asarım korkusuyla hiç resim asmadım; kötü yaşarım korkusuyla hiç yaşamadım.""Cam kırıkları gibidir bazen kelimeler ağzına dolar insanın sussan acıtır konuşsan kanatır.""Ölüm değilse bizi ayıran, yazık olmuş, hata yapmışız.""Zaman her şeyin ilacıysa, fazlası intihara girmez mi?""Ben iç dünyama dönüyorum. Orada hayal kırıklığına yer yok." Get notified when Oğuz Atay Sözleri is updated3sözlerTutunamayanlar Tehlikeli OyunlarKorkuyu BeklerkenKorkuyu BeklerkenTutunamayanlarTehlikeli OyunlarTehlikeli OyunlarGünlükEylembilimKorkuyu BeklerkenTehlikeli OyunlarTutunamayanlarBir Bilim Adamının Romanı-Mustafa İnanTutunamayanlarGünlükGünlükTutunamayanlarTehlikeli OyunlarTehlikeli OyunlarKorkuyu BeklerkenTutunamayanlarKorkuyu BeklerkenTutunamayanlarTehlikeli OyunlarKorkuyu BeklerkenTutunamayanlarKorkuyu BeklerkenTehlikeli OyunlarTehlikeli OyunlarTutunamayanlarTehlikeli OyunlarGünlükBir Bilim Adamının Romanı-Mustafa İnanTehlikeli OyunlarTehlikeli OyunlarKorkuyu BeklerkenTehlikeli OyunlarKorkuyu BeklerkenEylembilimTutunamayanlarTehlikeli OyunlarTutunamayanlarOyunlarla YaşayanlarKorkuyu BeklerkenTutunamayanlarTehlikeli OyunlarKorkuyu BeklerkenTutunamayanlarTutunamayanlarKorkuyu BeklerkenTehlikeli OyunlarTehlikeli OyunlarKorkuyu BeklerkenTutunamayanlarKorkuyu BeklerkenTehlikeli OyunlarTutunamayanlarTehlikeli OyunlarTutunamayanlarEylembilimTutunamayanlarOyunlarla YaşayanlarTutunamayanlarTehlikeli OyunlarKorkuyu BeklerkenTutunamayanlarTehlikeli OyunlarTutunamayanlarTutunamayanlarTutunamayanlarTehlikeli OyunlarTutunamayanlarOyunlarla YaşayanlarBir Bilim Adamının Romanı-Mustafa İnanTutunamayanlarBir Bilim Adamının Romanı-Mustafa İnanTutunamayanlarTehlikeli OyunlarKorkuyu BeklerkenTutunamayanlarTutunamayanlarTehlikeli OyunlarTutunamayanlarTutunamayanlarTehlikeli OyunlarOyunlarla YaşayanlarTutunamayanlarTutunamayanlarTehlikeli OyunlarTehlikeli OyunlarTehlikeli OyunlarOyunlarla YaşayanlarTutunamayanlarTutunamayanlarTehlikeli OyunlarTutunamayanlarTutunamayanlarTehlikeli OyunlarTehlikeli OyunlarTutunamayanlar OyunlarTutunamayanlarTehlikeli OyunlarTutunamayanlarTehlikeli OyunlarTehlikeli OyunlarTehlikeli OyunlarTutunamayanlarTehlikeli OyunlarTehlikeli OyunlarTutunamayanlarTehlikeli OyunlarTutunamayanlarTehlikeli OyunlarTutunamayanlarTehlikeli OyunlarTutunamayanlarTutunamayanlarTutunamayanlarTutunamayanlarTutunamayanlarTehlikeli OyunlarTutunamayanlarTutunamayanlarTehlikeli OyunlarTutunamayanlarTehlikeli OyunlarTutunamayanlarTutunamayanlarTutunamayanlarTutunamayanlarTehlikeli OyunlarTutunamayanlarKorkuyu BeklerkenTutunamayanlarTehlikeli OyunlarKorkuyu BeklerkenTehlikeli OyunlarKorkuyu BeklerkenTehlikeli OyunlarTutunamayanlarKorkuyu BeklerkenKorkuyu BeklerkenKorkuyu BeklerkenTutunamayanlarTutunamayanlarKorkuyu BeklerkenTutunamayanlarTutunamayanlarKorkuyu BeklerkenKorkuyu BeklerkenTutunamayanlarTutunamayanlarKorkuyu BeklerkenTutunamayanlarTehlikeli OyunlarTehlikeli OyunlarTehlikeli OyunlarTutunamayanlarTutunamayanlarTutunamayanlarEylembilimTutunamayanlarTehlikeli OyunlarBir Bilim Adamının Romanı-Mustafa İnanTutunamayanlarTehlikeli OyunlarTutunamayanlarTutunamayanlarTutunamayanlarBir Bilim Adamının Romanı-Mustafa İnanEylembilimTehlikeli OyunlarTutunamayanlarTutunamayanlarTutunamayanlarKorkuyu BeklerkenTutunamayanlarTutunamayanlarTutunamayanlarTutunamayanlarTutunamayanlarTutunamayanlarTutunamayanlarTutunamayanlarTehlikeli OyunlarTehlikeli OyunlarTehlikeli OyunlarTehlikeli OyunlarTehlikeli OyunlarTutunamayanlarTehlikeli OyunlarTehlikeli OyunlarTutunamayanlarTutunamayanlarTutunamayanlarTutunamayanlarTutunamayanlarSon may also likeANLAMLI SÖZLER 168 parts Complete

oğuz atay korkuyu beklerken sözleri