🐙 Çocuğun Tek Başına Oyun Oynamaması
OyunTerapisinde Oyuncakların Anlamı. Oyun terapisi çocuklara kendilerini ifade edebilmeleri için fırsat tanıyan bir terapi türüdür. Oyun terapisinde terapist çocukla arasında terapötik bağ kurar. Oyun terapisi malzemeleri olarak da ifade edebileceğimiz oyun terapisi oyuncakları bu bağı kurabilmek için köprü işlevi görür.
Vebu doğru. Çocuğun etrafındaki dünyayı tanıdığı bir oyun şeklindedir ve oyuncak, başka hiçbir nesne gibi, bu konuda ona yardımcı olmaz. Günümüzde mağaza raflarında her zevke uygun oyuncak bulabilirsiniz - basit ve karmaşık, büyük ve küçük ve tabii ki mümkün olan her şeyi geliştiriyorsunuz.
0–3 Yaş Döneminde Oyuncakları Ebeveynler Seçiyor. Genel olarak bu yaş dilimindeki çocuklar için oyuncak seçimi zaten ebeveynler tarafından yapılmaktadır ve doğal olan da budur. Küçük bir çocuğun kendisi için en doğru oyuncağı seçmesi beklenemez. Çocuğunuz, kendi düzeyinden çok daha ilerde bir oyuncağa, sadece rengi
Birçocuğa lazımlığa nasıl öğretilir: bir buçuk yaşındaki çocuklar için hızlı öğrenme yöntemleri. Çocuğun okula hazır olup olmadığının belirtileri, gerekli koşullar, ebeveynler için talimatlar, genel kurallar, öneriler ve bu süreçteki olası zorluklar. Bir çocuk bezi nasıl sütten kesilir.
Böyle bir ortamda çocuk yaş özelliklerine göre bazen bir arkadaşıyla, bazen büyükleriyle, bazen de tek başına oynamayı tercih eder. Oyun yoluyla fiziksel, zihinsel, bilişsel, sosyal ve dil gelişimleri hızlanır. Oyun, çocuğun kendi kişiliğini ortaya koymasında ve bazı olumlu özellikleri kazanmasında da yararlıdır.
Genişbir ürün yelpazesine sahip oyun evlerinden bütçenize ve ihtiyacınıza uygun bir modelini satın alabilirsiniz. Çocuğunuzun yaşına, beğenisine ve ilgi alanına uygun çocuk oyun evi modelleri pek çok seçenek ile karşınızda yer almaktadır. Beyaz, gri, pembe, mavi, sarı gibi farklı ve canlı renklerde oyun evleri
Kikumaru Tek Başına" 28 Temmuz 2006 ( ) Kikumaru, Higa'dan Kai'ye karşı Singles 2 oynuyor. Oyun sırasında Kikumaru'nun dayanıklılığını artırmak için ne kadar sıkı antrenman yaptığı görülüyor. Yanal hareketi o kadar gelişti ki iki Kikumarus varmış gibi görünüyor.
Oyunlar ise tam tersine tek başına oynanmayacakları için, çocukların sosyal iletişim zekasını destekler. Bu yüzden, sadece oyuncaklarla oynayan bir çocuğun, farkında olunmadan sosyal iletişim zekâsı baskılanmış olabilir ya da geri kalabilir. Bu durumu telafi etmenin tek yolu ise oyunlardır.
Oyun, çocuğun kendini ifade etmede, yeteneklerini keşfetmede, motor becerilerini geliştirmede, zihinsel, duygusal ve dil gelişimini sağlamada en etkili yöntemdir. Oyun, çocuğun dilidir. Henüz konuşamayan, kendini ifade edemeyen, ihtiyaçlarını dile getiremeyen bir çocuk oyun aracılığı ile içsel motivasyonunu dışa yansıtır.
Bu oyun kolaydan zora doğru üç aşamada oynanmalıdır. Çocuklar, her üç aşamada da, tere yada iskemlelere, yarım ay biçiminde oturtulurlar. a)- Öğretmenin göstermesiyle. Öğretmen, elini kendi başına koyar, çocuklara “başına dokun” der, çocuklar, öğretmene öykünürler, ellerini kendi başlarına dokundururlar.
Sosyaldavranışlar: faaliyetlere katılmada direnç göstermek, arkadaşlarıyla alay etmek, isimlertakmak, küfür etmek, söz dinlememek, sürekli bir köşede tek başına kalmak, oyuncaklarını paylaşmamak. Duygusal ve bağımlı davranışlar: ağlama, aileden ayrılamama, parmak emme, altına kaçırma, mızmızlanma vs. Bu bölümde
Oyun evleri veya kulübelerin çocukların üzerinde çok güçlü duygusal bir etkisi vardır. Bir oyun evinin çocuğa uygun büyüklükte olması; başarısında önemli bir rol oynar. İçindeyken çocuk, duvarları ve tavanı hissedebilmeli ve bir koza içinde olduğu hissini vermelidir. Bu güven verici duygu çocuğa annesinin
noSWU5.
Oyun çocuğunda 1- 6 yaş büyümenin hızı 0- 1 yaşa göre yavaşlar ve vücutta birtakım, değişmeler olur. İskelette sertleşme, diş sayısının artması, kol ve bacaklarda uzama gözlenebilen değişmelerdir. Çocuk artık dik durmaya, emeklemeye ve yürümeye başlamıştır. İskelet ve kaslar vücut ağırlığını taşıyacak şekilde güçlenmiştir. Bu dönemde çocuğun davranışlarında da farklılıklar görülür. Hareketliliği artar, koşar, oynar, çevresini tanımaya çalışır. Zihinsel duygusal ve sosyal yönden de gelişmeye başlamıştır ve çevresindekilerden etkilenerek onlara tepki gösterir, onları taklit eder. Çocuktaki bu değişmelere paralel olarak beslenme ve besin ihtiyacı da artış gösterir. Çocuğun bu ihtiyaçları karşılanırken doğru beslenme alışkanlıkları kazandırmak temel ilke olarak benimsenmelidir. Çocuğun artan günlük enerji ve besin ihtiyacı karşılanırken yiyeceklerin miktarı iyi ayarlanmalı, çocuğu yemekten soğutacak, şişmanlatacak aşırılıkta olmamalıdır. Diş durumu dikkate alınarak aşamalı olarak katı besinler verilir. Çocuğun sadece sevdiği besinler düşünülerek tek tip besin alınmasının doğuracağı sakıncalar dikkate alınmalı, sevmediği yiyecekler de çeşitli biçimlerde hazırlanarak yemesi sağlanmalıdır. Çocuğun kendi kendine yemek istemesine engel olunmamalı, tabak, bardak ve kaşığı kolayca tutabileceği şekilde olmalıdır. Çocuklar yiyeceklerine dokunmadan avuçlamaktan hoşlanırlar. Ortalığın kirlenmesi endişesiyle annenin buna engel olması çocuğu sinirlendirir. Anne koruyucu önlem alarak çocuğun döküp saçarak da olsa kendi kendine yemek yeme dönemlerine izin vermelidir. Çocuklar kabuğu soyulmuş, çekirdeği çıkarılmış, küçük meyve parçalarını alıp yiyeceklerdir. Bu dönemde en sakıncalı tutum, çocuğun peşinden koşup zorla yemek yedirmeye çalışmaktır. Nedensiz de olsa çocuğun yemek istemediği zamanlarda ısrardan kaçınılmalıdır. Ancak uzun süreli iştahsızlıklarda doktora döneminde beslenme çocuğunun enerji ve besin öğelerine ihtiyacı Oyun çocuğunun enerji ve besin ihtiyacının çok fazla olduğu bu dönemde, çocukların her besin grubundan yeterli ve dengeli bir şekilde almalarının sağlanması gerekir. Bu dönemdeki hızlı büyümeyi karşılamak için daha fazla enerjiye ihtiyaçları vardır. Yeterli enerji almadıklarında boy ve kilo artışı durur, ihtiyaçtan fazla alındığında ise şişmanlığa neden olur. Çocukta enerji ihtiyacı 1-3 yaş arasındakilerde ortalama kilosu başına 100, 4-6 yaş arasındakiler için kilosu başına 90 kalori önerilmektedir günlük 1300- ve 1800 kalori. Oyun çocuğunda büyümeyi sağlayan yeni hücreleri yapımı için proteine ihtiyaç vardır. Ancak çocuk büyüdükçe bebekliğe göre bu oran azalır. Alınan proteinin kalitesi düşük olduğundan kilo başına protein ihtiyacı daha fazladır. Bebek ve çocuklar için en etkili protein kaynağı anne sütüdür. Çocuk büyüdükçe mineral ve vitamin ihtiyacı artar. Süt çocuğunda bu ihtiyaç anne sütüyle karşılanırken oyun çocuğunda aldığı besinlerle karşılanması anne sütünde yeterli demir bulunmadığından bebeğe 3-4 aylıktan sonra ek besinlerle demir minerali verilmesi gerekir. Çocuklar güneş ışığından yeterince yararlandırılarak D vitamini ihtiyacı; yeşil sebze, meyve, suları verilerek C vitamini ihtiyaçları karşılanmalıdır. Besinlerde yeteri kadar tuz olduğundan yemeklere çok az tuz konularak iyot ihtiyacı karşılanmalıdır. Besinlerin sindirimi, hücrelere taşınması, kullanılması ve zararlı maddelerin dışarı atılması için suya ihtiyaç vardır. Çocuklarda sıvı ihtiyacı aldığı her kalori için -20 mililitre olarak belirlenmiştir.
Ana Sayfa İletişim EN 2013-07-24 Oyun Nedir? Oyun, çocukların dünyayı algılamalarını, hayal ile gerçek dünya arasında köprü kurmalarını sağlayan en önemli süreçlerden biridir. Bir çocuğun sağlıklı bir şekilde büyüyüp gelişebilmesi için nasıl iyi beslenmesi, özbakım ihtiyaçlarının karşılanması gerekli ise aynı şekilde oyun yolu ile çevresindeki olayları anlamlandırmayı öğrenmesi, fiziksel ve ruhsal gelişimini destekleyeceğinden önem taşımaktadır. Oyunu iki basamakta değerlendirebiliriz. Çocuk, oyun oynarken diğer çocuklarla iletişime geçer. Bu iletişim ile birlikte ilişki kurma becerileri gelişir, kazanma ve kaybetme duyguları ile başa çıkabilmeyi öğrenir. Bu, oyunun sosyal basamağıdır. Oyun sırasında çocuğun sergilediği ve her geçen gün pratikle birlikte gelişen performans ise bilişsel basamağı oluşturur. Son zamanlarda çocuk gelişimi alanında üzerinde oldukça fazla konuşulan, oyun ile ilgili diğer bir konu; Türkçe’de tam karşılığını bulamadığımız yapılandırılmamış oyunlar play ve yapılandırılmış oyunlar game arasındaki farktır. Yapılandırılmamış oyun play, çocuğu sınırlandırmayan, yaratıcılığı destekleyen, oyuna kendinden de bir şeyler katabileceği, en önemli artılarından biri olarak sosyal iletişimin neredeyse her zaman işin içinde olduğu oyun biçimidir. Bu tarz oyunlar için akla gelen ilk örnek evciliktir. Çocuk, evcilik oynarken ne isterse olabilir, o kişinin yerine geçebilir. Kuklalar ve insan figürleri ile oynanan oyunlar bir yandan çocukların yaratıcığını teşvik ederken bir yandan da dile getiremedikleri duygularını güvenli bir şekilde dışa vurmalarına fırsat tanır. Yapılandırılmış oyun game ise çocuğun kendinden pek bir şey katmadığı, önceden kuralları belirlenmiş, belirli şekilde oynanan oyunlardır. Her ne kadar grup halinde oynanabilen bu tür oyunlar bulunsa da çoğunlukla bireysel oyunlardan oluşurlar. Dolayısıyla çocukların sosyal ihtiyacını pek doyurmazlar. Bilgisayar oyunları ve oyun konsolları bu grubun çoğunu kapsamaktadır. Yapılan araştırmalar, gelişen teknolojik ilerlemelerin ve televizyonun etkisiyle günümüz çocuklarının yapılandırılmamış oyunlar play yerine yapılandırılmış oyunları game tercih ettiğini ve bu tarz oyunların çocukların yaratıcılığını engellediğini ve pasifleştirdiğini göstermektedir. Ancak bu demek değildir ki çocuklar yapılandırılmış oyun play oynamamalılar. Önemli olan iki grup arasında bir denge kurmak ve dolayısıyla çocuğun farklı yönlerinin gelişmesine fırsat tanımaktır. Oyunun Çocuğun Gelişimine Etkileri Nelerdir? Oyunun çocukların fiziksel ve ruhsal gelişimlerine katkısı tartışılmazdır. Çocuklar oyun oynarken; • Küçük ve büyük kaslarını kontrol etmeyi, • Vücut ve el-göz koordinasyonunu sağlamayı, • Beş duyularını kullanmayı, • Kazanma ve kaybetme duyguları ile başa çıkabilmeyi, • Kurallara uygun davranabilmeyi, • Sıralarını beklemeyi ve dolayısıyla istekleri erteleyebilmeyi, • Yaş ortalamasına uygun sürelerde dikkatlerini odaklayabilmeyi, • Arkadaşlarla ilişki kurmayı, • Farklı duygu ve düşüncelere sahip olduklarında nasıl davranmaları gerektiğini; başka bir deyişle akademik ve sosyal hayatta onlar için gerekli olan becerilerin neredeyse hepsini oyun süreci içinde bizzat deneyimleyerek öğrenirler. Oyuncak Nedir? Oyuncağın Çocuğun Gelişimindeki Etkileri Nelerdir? Oyuncak, çocuğun öğrenme sürecindeki en kritik materyaldir. Rastgele seçilen oyuncaklar bu sürecin kısır ve verimsiz bir şekilde işlemesine neden olurken çocuğun yaşına ve gelişim düzeyine uygun seçilmiş oyuncaklar bu öğrenme sürecinin kalitesini arttıracaktır. İlk dönemlerden itibaren alınan oyuncakların çocuğun duyularına hitap edebilmesi önemlidir. Çünkü araştırmalar gösteriyor ki uyaranların zenginliği çocuğun bilişsel ve duyusal gelişimini desteklemektedir. Çocukla Birlikte Ne Gibi Oyunlar Oynanabilir? Çocuğun hafıza, dikkat, ince motor, kaba motor ve dil becerilerini geliştirmeye yönelik birkaç örneği şu şekilde sıralayabiliriz 1. Hafıza Hayvan, sebze, meyve, meslek, vs. isimlerini sıralamak Yaşı büyüdükçe sınıflandırmaları daraltarak kırmızı meyveleri, yeşil sebzeleri, beyaz renkli hayvanları sıralamak Evin bölümlerine ait eşyaları sıralamak Banyo, mutfak, salon, yatak odasında neler olur? gibi 2. Dikkat Odadan yeşil renkli bir şey bulmasını istemek Gözünü kapatıp üzerinizde bir değişiklik yapıp bu değişikliği fark etmesini istemek Örneğin; saatinizin yerini değiştirebilirsiniz. Yine gözünü kapatıp masanın üzerine koyduğunuz nesnelere ekleme veya çıkarma yapıp farkı sormak 3. İnce motor İpe boncuk dizmek Bir tabağa mercimek koyup kaşıkla bu mercimekleri diğer kaba taşımak Muz gibi yumuşak şeyleri kesmek 4. Kaba motor Tek ayak üzerinde durmak veya zıplamak Sandalye, torba, kutu taşıtmak Oyun parkında oynama fırsatı vermek Tırmanma, tünelin içinde emekleme, vs. 5. Dil Her hafta daha önce duymadığını düşündüğünüz yeni bir kelime söyleyip bunun ne olabileceğini tahmin etmesini ve resmini yapmasını istemek, daha sonra gerçek anlamını açıklamak Nesnelerin işlevlerini açıklamasını istemek Fırça ile ne yapılır? Paspas ne işe yarar? gibi. Bir nesneyi tarif ederek bu nesneyi tahmin etmesini istemek Bu maddeleri çocuğunuzun yaşına ve beceri düzeyine uygun olarak revize edebilir, çeşitlendirerek keyifli vakit geçirebilirsiniz. Açelya Şahin Fırat, Uzman Klinik Psikolog - DBE Çocuk ve Genç Psikolojik Danışmanlık MerkeziDBE Çocuk ve Genç Psikolojik Danışmanlık Merkezi Bizi Arayın Terapistlerimiz Benzer İçerikler Yılbaşı Çocuklar İçin Neden Önemlidir? Yeni yıla sayılı günler kala hepimizi tatlı bir heyecan kaplar. Yetişkinleri izleyen çocuklar da aynı mutluluk, heyecan ve umut duygularını hissederle... Helikopter Anne Babalar-II Helikopter anne-babalar başlıklı yazımı bundan birkaç ay önce yine aynı adla yazmıştım. Bu terim yavaş yavaş güncel hayatımızda yerini almaya başlasa da ... İlginizi Çekebilir Çocukta Disiplin ve Çocuk Hakları Çocuk yetiştirirken en çok zorlanılan konulardan biri de onlara disiplini öğretmektir. Ailede disiplin, aile üyelerinin belli bir düzene uygun yaşamasıdır. ... Gözlük-Diş Teli Çocuğun Değişen Tipi Çocuklar doğumlarından yetişkinliğe kadar farklı hız ve yapıda değişim ve gelişim içindedirler. Fiziksel, sosyal, zihinsel gelişimleri birbirleriyle ilişki ve ... OYUN VE ÇOCUK Oyun oynamak çocuklar için nefes almak kadar doğal bir şeydir. Irkları, dilleri ne olursa olsun oyun onların doğal iletişim yoludur Drewes, 2006. Çocuklar ... Oyunun İyileştirici Gücü “Çocuğum hep aynı oyunu oynamak istiyor.” diyorsanız, bilin ki orada halledilmeye çalışılan bir mesele var! Çocuklar aslında neye ihtiyaçları ... Sitemiz performansını artırmak ve kullanıcı deneyiminizi geliştirmek için çerezler kullanmaktadır ve bu web sitesini kullanmaya devam ederseniz, çerez kullanımını kabul etmiş olursunuz. Kullandığımız çerezler hakkında daha fazla bilgi edinmek için çerez politikamız Kabul Et
Çocuğun kendini, yeteneklerini keşfetmesini sağlayan ve motor becerilerinin gelişimine katkıda bulunan oyunun çocuğun hayatındaki önemini ele alan Çocuk Gelişim Programı Öğretim Görevlisi Feyza Nur Yücetepe, ailelerin çocuklarını en iyi şekilde tanımaları için onlarla oyun arkadaşı olmaları gerektiğini kaydetti. Oyunun çoğun kendisini ifade etme biçimi olduğunu, zihinsel ve fiziksel gelişiminde çok önemli bir yere sahip olduğunu dile getiren Beykent Üniversitesi Çocuk Gelişim Programı Öğretim Görevlisi Feyza Nur Yücetepe, çocukların hem eğlenirken hem de öğrenmesine katkı sağlayan birçok oyun aktiviteleri olduğunu söyledi. Yücetepe, bu süreçte ailelerin de çocuklarını yalnız bırakmaması, onlarla kaliteli, eğlenceli vakit geçirmesi ve en önemlisi de çocuğun oynadığı her oyundan bir şeyler öğrenmesini beklememeleri gerektiğini ifade ederek, “Çocuğa bir sayfa yazı okutup bir şeyler öğrenmesini bekleyemeyiz. Çocuk oyunla keşfederek, merak ederek çok daha iyi öğreniyor. Çevresindeki nesneleri tanımlamayı oyunla öğreniyor” şeklinde konuştu. “Çocuğu en iyi oyun oynarken tanırsın” Çocuğun en rahat olduğu ortamın oyun ortamı olduğunu ifade eden Öğretim Görevlisi Feyza Nur Yücetepe, “Oyun çocukların gelişimi ve öğrenmesi için vazgeçilmezdir. Çocuğun işi oyundur. Bir çocuğu en iyi oyun oynarken tanıyabilirsiniz. Çocuğun oyundaki davranışlarını, önceki yaşantılarını ya da ebeveynlerin çocuklarının yanında yokken onların neler yaşadığını öğrenmek için onlarla oyun arkadaşı olunmalı” dedi. Ailelere “Çocuğunuzu sevin ve onlarla severek oynayın” diyen Yücetepe, “Oyunun temelinde eğlence vardır. Çocuğun oyuncaklarına hırçın davranması veya çocuğun oyunda hırçın olması yaşadıklarıyla ilgili olabilir. Bu hırçın davranışları engellemek için çocukla arkadaş olunarak, uzun süreçte çocuğun gelişimi izlenmeli” diye konuştu. “Severek oynadıkları her oyun eğiticidir” Eğitici oyun kavramını ailelerin yanlış anladığını belirten Yücetepe, “Ebeveynler çocuğun her oyundan bir şeyler öğrenmesini bekliyor. Oyunun temel amacı aktif katılım, eğlenme ve isteyerek olmasıdır. Yani çocuğun direkt renkleri, sayıları öğrenmesine odaklanılmamalı. Çocuklar adına bir şeyin eğitici olması için öncelikle eğlenceli olması ve çocuğun aktiviteye isteyerek katılması gerekiyor. Evde ya da dışarıda çocuk için çok eğlenceli ve eğitici bir ortam oluşturulmuş olsa bile çocuk isteksizse bu onun için oyun olmaz ancak ödev olur. Bu da bunaltıcı bir hal alır. O yüzden severek oynadıkları her oyun onlar için eğiticidir. Bir oyun illaki amaca ulaşmak zorunda değil, bazı oyunlar süreçte öğretir” yorumlarında bulundu. “Çocukların gelişim süreci bireysellik gösterir” Tek çocuk olarak büyüyen çocuklara yaklaşımın nasıl olması gerektiği konusunda ebeveynlere tavsiyelerde bulunan Öğretim Görevlisi Feyza Nur Yücetepe, ”Çocuklar 3 yaşına kadar benmerkezcidir. Bu çocuğun tek çocuk olması ya da olmaması durumuyla ilişkili değildir. Bu yaştaki çocukların paylaşımcı olmamaları gayet normaldir ve gelişimleri de bunu gerektiriyor. Aileler bu dönemde çocuğun üzerinde baskı oluşturmamalı. Çocukta 3 yaş sonuna doğru benmerkezcilik azalacaktır” diyerek çocukların oyun evrelerine göre davranış biçimlerini şöyle anlattı “Oyun evrelerine bakıldığında 0-2 yaş evresi tek başına oyun evresidir. Çocuk etrafındaki çocuklarla veya etrafındaki kişilerle çok fazla iletişim kurmaz. Kuralları dinlemez. İkinci evre olan 2-4 yaş paralel evrede çocuk, etrafını izlemeye başlar. Diğer çocukların nasıl oyun oynadığına bakar ancak yine onların oyununa girmez. Çünkü kurallara uymak bu yaş grubu için zordur. Bu durumda çocuk gördüğü oyunları tek başına oynar, sürekli tekrar ederek öğrenir. 4-6 yaş üçüncü evre olan birlikte oyun evresinde ise çocuk, oyunda yine tamamen kurallara uymaz. Ancak bu dönemde oyuncak alış verişi yapmaya başlar. Bireysel farklılıklara göre her çocukta değişiklik göstermesiyle birlikte 4-5 yaşa kadar çocuk oyuncağını paylaşmayabilir, bütün oyuncaklar benim’ diyebilir. Çünkü çocuk bu yaşta genelleme yapar. Elindeki oyuncak onunsa başka bir çocukta olan oyuncak da kendisinin diye düşünür. Bu durum kesinlikle çocuklarda bir problem olarak algılanmamalı. Çocuk 6 yaşından sonra kurallı oyun evresine geçer ve arkadaşın önemini anlar. O nedenle anne ve babalar bu süreçte çok aceleci davranmasınlar, tüm bu süreçler her çocuk için normaldir.” “0-2 yaşa kadar çocuklar elektronikle karşılaşmamalı” 0-2 yaşa kadar çocukların hiçbir şeklide elektronikle karşılaştırılmaması gerektiğini belirten Yücetepe, “Eğitici olması kaydıyla çevrimiçi oyunlara ya da içeriklerle 2-6 yaşa gelindiğinde yarım saatten başlayarak en fazla bir saate kadar izin verilebilir. 6 yaşındaki bir çocuğun yaşıtlarıyla iletişime geçmeyip, çevrimiçi oyuna bağlanması onların gelişimi için çok sakıncalıdır. Bununla birlikte ailelerin çocukla ilgilenmemesi, eline telefon, tablet vermeleri ya da televizyonun karşısına oturtmaları çocuğu susturmak için bir kaçış olarak yorumlanabilir. Bu kaçış noktalarını tercih etmek yerine çocukla birlikte oynarsak çok fazla oyuncağa bile gerek kalmayacaktır. Her evde olabilecek şişe, bardak ile çok güzel oyunlar kurulabilir, ya da çocukların en çok sevdiği oyun olan balonu havaya atıp, müzik eşliğinde yakalamaya çalışmak onlar için çok eğlenceli bir aktivite olacaktır. En vazgeçilmezi ise özelikle 0-3 yaş aralığındaki çocuğa sarılmaktır. Ebeveynler bunları yapsa hiçbir çocuk elektronikle ilgilenmeyecektir” diye konuştu. “Çocuklar çalışan anne ve babalarına olan özlemlerini yenemiyor" Çocukların gelişimi için anne ve babalara önemli görevlerin düştüğünü söyleyen Yücetepe, çocukla kaliteli zaman geçirilmesi adına dikkat edilmesi gereken noktalar olduğunun altını çizerek, “Anne veya babalar yemek yiyecekleri zaman kesinlikle televizyonun önünde yemesin. Yemek saatini birbirleriyle paylaşım saati olarak geçirsinler. Yemekten sonraki birkaç saat çocuğun olmalı. Ebeveynler çocuğuna zaman ayırmalı. Çünkü çocuk anne-babası işteyken onları çok özlüyor. Bu anlatılmaz bir özlem. Anne-baba eve geldiğinde çocuk fazlasıyla onların üzerine gidiyor, tepesine çıkıyor, koltuklara zıplıyor. Çocuğun enerjisi anne-babası işten gelince artıyor. Çünkü çocuk bu özlemini yenemiyor. Aileler bu noktada çocukla vakit geçirmeli. İşten geldiklerinde yorgun olabilirler ama en azından oturdukları yerden onlarla konuşabilir; soru, cevap, anlatma gibi onların da dikkatini çekecek küçük oyunlar oynayabilirler” diyerek sözlerini sonlandırdı. Anadolu Ajansı ve İHA tarafından yayınlanan yurt haberleri editörlerinin hiçbir müdahalesi olmadan, sözkonusu ajansların yayınladığı şekliyle mynet sayfalarında yer almaktadır. Yazım hatası, hatalı bilgi ve örtülü reklam yer alan haberlerin hukuki muhatabı, haberi servis eden ajanslardır. Haberle ilgili şikayetleriniz için bize ulaşabilirsiniz
Herkese merhaba, Benim, bu ay 3 yaşını doldurmuş olan, bir oğlum var. Benim sorunum oğlumun asla tek başına oyun oynamaması. Ben çalışmıyorum. Bulunduğumuz yerde hiç bir yakınımız olmadığı için oğlum tüm zamanını gündüz benimle geçiriyor. Hafta sonu ve akşamları da babası ve benimle beraber. Babası da çok ilgili ve oğluna düşkün biri. Belki biz üstüne çok düştük bilmiyorum oğlum hiç bir zaman yalnız oynamıyor. Kitap bakıp, boyama yaparken bile yanında bizi istiyor. Bazen alışsın diye oyun kurduktan sonra sen devam et ben az sonda geliyorum diye yanından ayrılıyorum bir dakika sonra sesleniyor ya da babası evdeyse baba gelsin oynasın diyor. Tüm gün hiç iş yapamıyorum. Sadece onunla vakit geçiriyorum. Benim durumumda olanlar var mı? Herkese şimdiden teşekkürler.
çocuğun tek başına oyun oynamaması