🏐 Tövbe Etmek Ile Ilgili Ayetler

gYu1vQC. Samimi tövbe nedir, nasıl edilir? Tövbe ile ilgili ayetler ve ayetlerin açıklaması...Tövbe hakkında ayetler ve ayetlerin açıklaması 1. “Hepiniz Allah’a tövbe edin, ey mü’minler! Belki böylece korktuğunuzdan kurtulur, umduğunuzu elde edebilirsiniz.” Nur Sûresi, 31 Âyet-i kerîme, bütün mü’minlerin tövbe etmesini emretmekte, günahlardan kurtulma yolunun tövbe olduğunu belirtmekte, tövbesi kabul edilen kimsenin kurtuluşa erdiğini haber vermekte, dolayısıyla kusursuz kul olmayacağını bildirmektedir. Demek oluyor ki, sağlıklı bir toplumun önemli şartlarından biri, günahlarından kurtulmayı arzu eden ve bu maksatla Allah’a yönelen fertlerden meydana gelmesidir. Çünkü tövbe eden kimse, yaptığı hatayı Allah Teâlâ’ya itiraf etmekte, o günahı bir daha yapmayacağına dair söz vermekte, O’nun merhametine sığınarak affını dilemekte ve böylece Cenâb-ı Hakk’ın yegâne bağışlayıcı olduğunu kabul etmektedir. 2. “Rabbinizden sizi bağışlamasını isteyiniz; sonra ona tövbe ediniz.” Hûd Sûresi, 3 Günahları bağışlayacak olan Allah Teâlâ’dır. Kul bunu böyle bilerek Yüce Mevlâ’sına el açıp affını dileyecek ve yaptığı günahlardan dolayı pişmanlık duyduğunu O’na itiraf edecektir. Bağışlanmanın tek yolu budur. 3. “Ey iman edenler! Allah’a samimiyetle tövbe edin!” Tahrîm Sûresi, 8 Samimi tövbe, yapılan günahın çirkinliğini insanın bilmesi, bunu vicdanının kabul etmesi ve onu işlediğine pişmanlık duymasıdır. Allah Teâlâ “Samimiyetle tövbe edin” derken, kulunun yaptığı suçtan dolayı üzülüp vicdan azabı çekmesini istemekte ve onun kendi kendine “Ben artık bu suçu bir daha yapmayacağım” diye söz vermesini beklemektedir. İnsanı kurtaracak olan samimi tövbe tevbe-i nasûh işte budur. İşlediği günahtan pişmanlık duyan kimse, tövbe ettiğini diliyle söylerken gönlü gerçekten pişmanlık duymalı, bedeni günahtan uzak durmalı ve o konudaki kusur ve noksanlarını gidermeye çalışmalıdır. Kaynak Riyazüs Salihin, Erkam Yayınları İslam ve İhsan Tövbe sözlükte “geri dönmek” anlamına gelir. Terim olarak ise bir günahtan dolayı -yapılan şey günah olduğu için- pişman olmak ve onu tekrar yapmaya müsait olduğu halde bir daha yapmamaya azmetmektir. Diğer bir ifade ile Tövbe, bilerek veya bilmeyerek, açıktan veya gizlice işlenmiş günahlardan, hatalardan ve kusurlardan pişmanlık duymak, onları bir daha yapmamaya kesin karar vermek ve yeniden aynı günahlara düşmemek için çaba göstermektir. Tevbe İle İlgili ayetler Rahman ve Rahim olan Allah’ın adıyla Derken Adem, Rabbinden birtakım kelimeler aldı. Bunun üzerine Allah da tevbesini kabul etti. Şüphesiz O, tevbeleri kabul edendir, esirgeyendir. Bakara Suresi, 37 Hani Musa, kavmine “Ey kavmim, gerçekten siz, buzağıyı tanrı edinmekle kendinize zulmettiniz. Hemen, kusursuzca Yaratangerçek İlahınıza tevbe edip nefislerinizi öldürün bu, Yaratıcınız Katında sizin için daha hayırlıdır” demişti. Bunun üzerine Allah tevbelerinizi kabul etti. Şüphesiz O tevbeleri kabul edendir, esirgeyendir. Bakara Suresi, 54 “Rabbimiz, ikimizi Sana teslim olmuş Müslümanlar kıl ve soyumuzdan Sana teslim olmuş Müslüman bir ümmet ver. Bize ibadet yöntemlerini yer veya ilkelerini göster ve tevbemizi kabul et. Şüphesiz, Sen tevbeleri kabul eden ve esirgeyensin.” Bakara Suresi, 128 Ancak tevbe edenler, kendilerini ve başkalarını düzeltenler ve indirileni açıklayanlara gelince; artık onların tevbelerini kabul ederim. Ben, tevbeleri kabul edenim, esirgeyenim. Bakara Suresi, 160 Oruç gecesinde kadınlarınıza yaklaşmak size helal kılındı. Onlar, sizin örtüleriniz, siz de onlara örtüsünüz. Allah, gerçekten sizin, nefislerinize ihanet etmekte olduğunuzu bildi, tevbenizi kabul etti ve sizi bağışladı. Artık onlara yaklaşın ve Allah’ın sizin için yazdıklarını dileyin. Fecir vakti, sizce beyaz iplik siyah iplikten ayırt edilinceye kadar yiyin, için, sonra geceye kadar orucu tamamlayın. Mescidlerde itikafta olduğunuz zamanlarda onlara kadınlarınıza yaklaşmayın. Bunlar, Allah’ın sınırlarıdır, sakın onlara yanaşmayın. İşte Allah, insanlara ayetlerini böylece açıklar; umulur ki sakınırlar. Bakara Suresi, 187 Sana kadınların aybaşı halini’ sorarlar. De ki “O, bir rahatsızlık ezadır. Aybaşı halinde kadınlardan ayrılın ve temizlenmelerine kadar onlara cinsel anlamda yaklaşmayın. Temizlendiklerinde, Allah’ın size emrettiği yerden onlara gidin. Şüphesiz Allah, tevbe edenleri sever, temizlenenleri de sever.” Bakara Suresi, 222 Şayet böyle yapmazsanız, Allah’a ve Resulüne karşı savaş açtığınızı bilin. Eğer tevbe ederseniz, artık sermayeleriniz sizindir. Böylece Ne zulmetmiş olursunuz, ne zulme uğratılmış olursunuz. Bakara Suresi, 279 Ancak bundan sonra tevbe edenler, salih olarak davrananlar’ başka. Çünkü Allah, gerçekten bağışlayandır, esirgeyendir. Ali İmran Suresi, 89 Doğrusu, imanlarından sonra inkar edenler, sonra inkarlarını arttıranlar; bunların tevbeleri kesinlikle kabul edilmez. İşte bunlar, sapıkların ta kendileridir. Ali İmran Suresi, 90 Allah’ın Onların tevbelerini kabul etmesi veya zalim olduklarından dolayı azaplandırması işinden sana bir şey sorumluluk ve görev yoktur. Ali İmran Suresi, 128 Sizlerden fuhuş yapanların, her ikisine eziyet edin. Eğer tevbe ederler de ıslah olurlarsa artık onlardan vazgeçin. Şüphesiz Allah, tevbeleri kabul edendir, esirgeyendir. Nisa Suresi, 16 Allah’ın kabulünü üzerine aldığı tevbe, ancak cehalet nedeniyle kötülük yapanların, sonra hemencecik tevbe edenlerinkidir. İşte Allah, böylelerinin tevbelerini kabul eder. Allah, bilendir, hüküm ve hikmet sahibi olandır. Nisa Suresi, 17 Tevbe; ne, kötülükleri yapıp-edip de onlardan birine ölüm çatınca “Ben şimdi gerçekten tevbe ettim” diyenler, ne de kafir olarak ölenler için değil. Böyleleri için acı bir azap hazırlamışızdır. Nisa Suresi, 18 Allah, size açıklayarak anlatmak, sizi sizden öncekilerin sünnetine iletmek ve tevbelerinizi kabul etmek ister. Allah bilendir, hüküm ve hikmet sahibidir. Nisa Suresi, 26 Allah, tevbelerinizi kabul etmek ister; şehvetleri ardınca gidenler ise, sizin büyük bir sapma ile sapmanızı isterler. Nisa Suresi, 27 Biz elçilerden hiç kimseyi ancak Allah’ın izniyle kendisine itaat edilmesinden başka bir şeyle göndermedik. Onlar kendi nefislerine zulmettiklerinde şayet sana gelip Allah’tan bağışlama dileselerdi ve elçi de onlar için bağışlama dileseydi, elbette Allah’ı tevbeleri kabul eden, esirgeyen olarak bulurlardı. Nisa Suresi, 64 Bir mü’mine, -hata sonucu olması dışında- bir başka mü’mini öldürmesi yakışmaz. Kim bir mü”mini hata sonucu’ öldürürse, mü’min bir köleyi özgürlüğüne kavuşturması ve ailesine teslim edilecek bir diyeti vermesi gerekir. Onların bunu sadaka olarak bağışlamaları başka. Eğer o, mü’min olduğu halde size düşman olan bir topluluktan ise, bu durumda mü’min bir köleyi özgürlüğe kavuşturması gerekir. Şayet kendileriyle aranızda andlaşma olan bir topluluktan ise, bu durumda ailesine bir diyet ödemek ve bir mü’min köleyi özgürlüğe kavuşturmak gerekir. Diyet ve köle özgürlüğü için gereken imkanı Bulamayan ise, kesintisiz olarak iki ay oruç tutmalıdır. Bu, Allah’tan bir tevbedir. Allah bilendir, hüküm ve hikmet sahibidir. Nisa Suresi, 92 Ancak tevbe edenler, ıslah edenler, Allah’a sımsıkı sarılanlar ve dinlerini katıksız olarak Allah için halis kılanlar başka; işte onlar mü’minlerle beraberdirler. Allah mü’minlere büyük bir ecir verecektir. Nisa Suresi, 146 Ancak, sizin onlara güç yetirmenizden önce tevbe edenler başka. Bilin ki, şüphesiz Allah bağışlayandır, esirgeyendir. Maide Suresi, 34 Ancak kim işlediği zulümden sonra tevbe eder ve davranışlarını düzeltirse, şüphesiz Allah onun tevbesini kabul eder. Muhakkak Allah, bağışlayandır, esirgeyendir. Maide Suresi, 39 Bir fitne olmayacak sandılar, körleştiler, sağırlaştılar. Sonra Allah, tevbelerini kabul etti, yine onlardan çoğunluğu körleştiler, sağırlaştılar. Allah yapmakta olduklarını görendir. Maide Suresi, 71 Yine de Allah’a tevbe edip bağışlanma istemeyecekler mi? Oysa Allah bağışlayandır, esirgeyendir. Maide Suresi, 74 Bizim ayetlerimize iman edenler sana geldiklerinde, onlara de ki “Selam olsun size. Rabbiniz rahmeti Kendi üzerine yazdı ki, içinizden kim bir cehalet sonucu bir kötülük işler sonra tevbe eder ve kendini ıslah ederse şüphesiz, O, bağışlayandır, esirgeyendir.” En’am Suresi, 54 Musa tayin edilen sürede gelince ve Rabbi onunla konuşunca “Rabbim, bana göster, Seni göreyim” dedi. Allah “Beni asla göremezsin, ama şu dağa bak; eğer o yerinde karar kılabilirse, sen de Beni göreceksin.” Rabbi dağa tecelli edince, onu paramparça etti. Musa bayılarak yere düştü. Kendine geldiğinde “Sen ne Yücesin Rabbim. Sana tevbe ettim ve ben iman edenlerin ilkiyim” dedi. Araf Suresi, 143 Kötülük işleyip bunun ardından tevbe edenler ve iman edenler; hiç şüphesiz Rabbin, bundan tevbeden sonra elbette bağışlayandır, esirgeyendir. Araf Suresi, 153 Ve büyük Hacc Hacc-ı Ekber günü, Allah’tan ve Resûlü”nden insanlara bir duyuru Kesin olarak Allah, müşriklerden uzaktır, O’nun Resûlü de… Eğer tevbe ederseniz bu sizin için daha hayırlıdır; yok eğer yüz çevirirseniz, bilin ki Allah’ı elbette aciz bırakacak değilsiniz. İnkar edenleri acı bir azapla müjdele. Tevbe Suresi, 3 Haram aylar süre tanınmış dört ay sıyrılıp-bitince çıkınca müşrikleri bulduğunuz yerde öldürün, onları tutuklayın, kuşatın ve onların bütün geçit yerlerini kesip-tutun. Eğer tevbe edip namaz kılarlarsa ve zekatı verirlerse yollarını açıverin. Gerçekten Allah, bağışlayandır, esirgeyendir. Tevbe Suresi, 5 Eğer onlar tevbe edip namazı kılarlarsa ve zekatı verirlerse, artık onlar sizin dinde kardeşlerinizdir. Bilen bir topluluk için ayetleri böyle birer birer açıklarız. Tevbe Suresi, 11 Ve kalplerindeki öfkeyi gidersin. Allah dilediğinin tevbesini kabul eder. Allah bilendir, hüküm ve hikmet sahibidir. Tevbe Suresi, 15 Bunun ardından Allah, dilediği kimseden tevbesini kabul eder. Allah, bağışlayandır, esirgeyendir. Tevbe Suresi, 27 Allah’a and içiyorlar ki o inkar sözünü söylemediler. Oysa andolsun, onlar inkar sözünü söylemişlerdir ve İslamlıklarından sonra inkara sapmışlardır ve erişemedikleri bir şeye yeltenmişlerdir. Oysa intikama kalkışmalarının, kendilerini Allah’ın ve elçisinin bol ihsanından zengin kılmasından başka bir nedeni yoktu. Eğer tevbe ederlerse kendileri için hayırlı olur, eğer yüz çevirirlerse Allah onları dünyada da, ahirette de acı bir azapla azaplandırır. Onlar için yeryüzünde bir koruyucu-dost ve bir yardımcı yoktur. Tevbe Suresi, 74 Diğerleri günahlarını itiraf ettiler, onlar salih bir ameli bir başka kötüyle karıştırmışlardır. Umulur ki Allah tevbelerini kabul eder. Hiç şüphesiz Allah, bağışlayandır, esirgeyendir. Tevbe Suresi, 102 Onlar bilmiyorlar mı ki, gerçekten Allah kullarından tevbeleri kabul edecek ve sadakaları alacak olan O’dur. Şüphesiz, tevbeleri kabul eden, esirgeyen O’dur. Tevbe Suresi, 104 Diğer bir kısmı, Allah’ın emri için ertelenmişlerdir. O, bunları, ya azaplandıracak veya tevbelerini kabul edecektir. Allah, bilendir, hüküm ve hikmet sahibidir. Tevbe Suresi, 106 Tevbe edenler, ibadet edenler, hamd edenler, İslam uğrunda seyahat edenler, rükû edenler, secde edenler, iyiliği emredenler, kötülükten sakındıranlar ve Allah’ın sınırlarını koruyanlar; sen bütün mü’minleri müjdele. Tevbe Suresi, 112 Andolsun Allah, Peygamberin, muhacirlerin ve ensarın üzerine tevbe ihsan etti. Ki onlar -içlerinde bir bölümünün kalbi neredeyse kaymak üzereyken- ona güçlük saatinde tabi oldular. Sonra onların tevbelerini kabul etti. Çünkü O, onlara karşı çok şefkatlidir, çok esirgeyicidir. Tevbe Suresi, 117 Savaştan Geri bırakılan üç kişiyi de bağışladı. Öyle ki, bütün genişliğine rağmen yeryüzü onlara dar gelmişti, nefisleri de kendilerine dar sıkıntılı gelmişti ve O’nun dışında yine Allah’tan başka bir sığınacak olmadığını iyice anladılar. Sonra tevbe etsinler diye onların tevbesini kabul etti. Şüphesiz Allah, yalnızca O, tevbeleri kabul edendir, esirgeyendir. Tevbe Suresi, 118 Görmüyorlar mı ki, gerçekten onlar her yıl, bir veya iki defa belaya çarptırılıyorlar da sonra tevbe etmiyorlar ve öğüt alıp ders çıkarıp düşünmüyorlar. Tevbe Suresi, 126 Ve Rabbinizden bağışlanma dileyin; sonra O’na tevbe edin. O da sizi, adı konulmuş bir vakte kadar güzel bir meta fayda ile metalandırsın ve her ihsan sahibine kendi ihsanını versin. Eğer yüz çevirirseniz gerçekten Ben, sizin için büyük bir günün azabından korkarım. Hud Suresi, 3 Ey kavmim, Rabbinizden bağışlanma dileyin, sonra O’na tevbe edin. Üstünüze gökten sağanak yağmurlar, bol nimetler yağdırsın ve gücünüze güç katsın. Suçlu-günahkarlar olarak yüz çevirmeyin.” Hud Suresi, 52 Semud halkına da kardeşleri Salih’i gönderdik. Dedi ki “Ey kavmim, Allah’a ibadet edin, sizin O’ndan başka İlahınız yoktur. O sizi yerden topraktan yarattı ve onda ömür geçirenler kıldı. Öyleyse O’ndan bağışlanma dileyin, sonra O’na tevbe edin. Şüphesiz benim Rabbim, yakın olandır, duaları kabul edendir.” Hud Suresi, 61 “Rabbinizden bağışlanma dileyin, sonra O’na tevbe edin. Gerçekten benim Rabbim, esirgeyendir, sevendir.” Hud Suresi, 90 Seninle birlikte tevbe edenlerle birlikte emrolunduğun gibi dosdoğru davran. Ve azıtmayın. Çünkü O, yaptıklarınızı görendir. Hud Suresi, 112 Sonra gerçekten Rabbin, cehalet sonucu kötülük işleyen, sonra bunun ardından tevbe eden ve ıslah olanlarla beraberdir. Şüphesiz Rabbin bundan sonra bağışlayandır, esirgeyendir. Nahl Suresi, 119 Ancak tevbe eden, iman eden ve salih amellerde bulunanlar onların dışındadır; işte bunlar, cennete girecekler ve hiçbir şeyle zulme uğratılmayacaklar. Meryem Suresi, 60 Gerçekten Ben, tevbe eden, inanan, salih amellerde bulunup da sonra doğru yola erişen kimseyi şüphesiz bağışlayıcıyım. Taha Suresi, 82 Sonra Rabbi onu seçti, tevbesini kabul etti ve doğru yola iletti. Taha Suresi, 122 Ancak bundan sonra tevbe eden ve salihçe davrananlar hariç. Çünkü gerçekten Allah, bağışlayandır, esirgeyendir. Nur Suresi, 5 Eğer Allah’ın sizin üzerinizde fazlı ve rahmeti olmasaydı ve Allah gerçekten tevbeleri kabul eden hüküm ve hikmet sahibi olmasaydı ne yapardınız? Nur Suresi, 10 Mü’min kadınlara da söyle “Gözlerini harama çevirmekten kaçındırsınlar ve ırzlarını korusunlar; süslerini açığa vurmasınlar, ancak kendiliğinden görüneni hariç. Baş örtülerini, yakalarının üstünü kapatacak şekilde koysunlar. Süslerini, kendi kocalarından ya da babalarından ya da oğullarından ya da kocalarının oğullarından ya da kendi kardeşlerinden ya da kardeşlerinin oğullarından ya da kız kardeşlerinin oğullarından ya da kendi kadınlarından ya da sağ ellerinin altında bulunanlardan ya da kadına ihtiyacı olmayan arzusuz veya iktidarsız hizmetçilerden ya da kadınların henüz mahrem yerlerini tanımayan çocuklardan başkasına göstermesinler. Gizledikleri süsleri bilinsin diye ayaklarını yere vurmasınlar. Hep birlikte Allah’a tevbe edin ey mü’minler, umulur ki felah bulursunuz.” Nur Suresi, 31 Ancak tevbe eden, iman eden ve salih amellerde bulunup davranan başka; işte onların günahlarını Allah iyiliklere çevirir. Allah, çok bağışlayandır, çok esirgeyendir. Furkan Suresi, 70 Kim tevbe eder ve salih amellerde bulunursa, gerçekten o, tevbesi ve kendisi kabul edilmiş olarak Allah’a döner. Furkan Suresi, 71 Ancak kim tevbe edip iman eder ve salih amellerde bulunursa artık kurtuluşa erenlerden olmayı umabilir. Kasas Suresi, 67 Çünkü Allah, sözüne bağlı kalıp doğru olan sadıkları sadakatlerinden dolayı mükafaatlandıracak, münafıkları da dilerse azaplandıracak veya tevbe nasib edip tevbelerini kabul edecektir. Şüphesiz Allah, çok bağışlayandır, çok esirgeyendir. Ahzab Suresi, 24 Şundan ki Allah, münafık erkekleri ve münafık kadınları, müşrik erkekleri ve müşrik kadınları azaplandıracak; mü’min erkeklerin ve mü’min kadınların tevbesini kabul edecektir. Allah çok bağışlayandır, çok esirgeyendir. Ahzab Suresi, 73 Günahı bağışlayan, tevbeyi kabul eden, cezası pek şiddetli olan ve lütuf sahibi Allah’tan. O’ndan başka İlah yoktur. Dönüş O’nadır. Mü’min Suresi, 3 Arş’ı yüklenmekte olanlar ve çevresinde bulunanlar, Rablerini hamd ile tesbih etmekte, O’na iman etmekte ve iman edenlere mağfiret dilemektedirler “Rabbimiz, rahmet ve ilim bakımından herşeyi kuşatıp-sardın, tevbe edenler ve Senin yoluna tabi olanlara mağfiret et ve onları cehennem azabından koru.” Mü’min Suresi, 7 Kullarından tevbeyi kabul eden, kötülükleri affeden ve işlediklerinizi bilen O’dur. Şura Suresi, 25 Biz insana, anne ve babasına’ iyilikle davranmasını tavsiye ettik. Annesi onu güçlükle taşıdı ve onu güçlükle doğurdu. Onun hamilelikte taşınması ve sütten kesilmesi, otuz aydır. Nihayet güçlü erginlik çağına erip kırk yıl yaşına ulaşınca, dedi ki “Rabbim, bana, anne ve babama verdiğin nimete şükretmemi ve Senin razı olacağın salih bir amelde bulunmamı bana ilham et; benim için soyumda salahı ver. Gerçekten ben tevbe edip Sana yöneldim ve gerçekten ben Müslümanlardanım.” Ahkaf Suresi, 15 Ey iman edenler, bir kavim bir başka kavimle alay etmesin, belki kendilerinden daha hayırlıdırlar; kadınlar da kadınlarla alay etmesin, belki kendilerinden daha hayırlıdırlar. Kendi nefislerinizi kendi kendinizi yadırgayıp-küçük düşürmeyin ve birbirinizi olmadık-kötü lakablarla’ çağırmayın. İmandan sonra fasıklık ne kötü bir isimdir. Kim tevbe etmezse, işte onlar, zalim olanların ta kendileridir. Hucurat Suresi, 11 Ey iman edenler, zandan çok kaçının; çünkü zannın bir kısmı günahtır. Tecessüs etmeyin birbirinizin gizli yönlerini araştırmayın. Kiminiz kiminizin gıybetini yapmasın arkasından çekiştirmesin. Sizden biriniz, ölü kardeşinin etini yemeyi sever mi? İşte, bundan tiksindiniz. Allah’tan korkup-sakının. Şüphesiz Allah, tevbeleri kabul edendir, çok esirgeyendir. Hucurat Suresi, 12 Gizli konuşmanızdan önce sadaka vermekten ürktünüz mü? Çünkü yapmadınız, Allah sizin tevbelerinizi kabul etti. Şu halde namazı dosdoğru kılın, zekatı verin ve Allah’a ve O’nun Resûlü”ne itaat edin. Allah, yaptıklarınızdan haberdardır. Mücadele Suresi, 13 Eğer sizler Peygamberin iki eşi Allah’a tevbe ederseniz ne güzel; çünkü kalpleriniz eğrilik gösterdi. Yok eğer ona karşı birbirinize destekçi olmaya kalkışırsanız, artık Allah, onun mevlasıdır; Cibril ve mü’minlerin salih olanları da. Bunların arkasından melekler de onun destekçisidirler. Tahrim Suresi, 4 Belki onun Rabbi, -eğer o sizi boşayacak olursa- ona yerinize sizlerden daha hayırlı Müslüman, mü’min, gönülden itaat eden, tevbe eden, ibadet eden, oruç tutan dul ve bakire eşler’ verir. Tahrim Suresi, 5 Ey iman edenler, Allah’a kesin nasuh bir tevbe ile tevbe edin. Olabilir ki, Allah sizin kötülüklerinizi örter ve altından ırmaklar akan cennetlere sokar. O gün Allah, Peygamberi ve onunla birlikte iman edenleri küçük düşürmeyecektir. Nurları, önlerinde ve sağ yanlarında koşar-parıldar. Derler ki “Rabbimiz nurumuzu tamamla, bizi bağışla. Şüphesiz Sen, herşeye güç yetirensin.” Tahrim Suresi, 8 Gerçekten Rabbin, senin gecenin üçte ikisinden biraz eksiğinde, yarısında ve üçte birinde namaz için kalktığını bilir; seninle birlikte olanlardan bir topluluğun da böyle yaptığını bilir. Geceyi ve gündüzü Allah takdir eder. Sizin bunu sayamıyacağınızı bildi, böylece tevbenizi O’na dönüşünüzü kabul etti. Şu halde Kur’an’dan kolay geleni okuyun. Allah sizden hastalar olduğunu, başkalarının Allah’ın fazlından aramak için yeryüzünde gezip-dolaşacaklarını ve diğerlerinin Allah yolunda çarpışacaklarını bilmiştir. Öyleyse ondan Kur’an’dan kolay geleni okuyun. Namazı dosdoğru kılın, zekatı verin ve Allah’a güzel bir borç verin. Hayır olarak kendi nefisleriniz için önceden takdim ettiğiniz şeyleri daha hayırlı ve daha büyük bir ecir karşılık olarak Allah Katında bulursunuz. Allah’tan mağfiret dileyin. Şüphesiz Allah, çok bağışlayandır, çok esirgeyendir. Müzzemmil Suresi, 20 Gerçek şu ki, mü’min erkeklerle mü’min kadınlara işkence fitne uygulayanlar, sonra tevbe etmeyenler; işte onlar için, cehennem azabı vardır ve yakıcı azap onlaradır. Buruc Suresi, 10 Hemen Rabbini hamd ile tesbih et ve O’ndan mağfiret dile. Çünkü O, tevbeleri çok kabul edendir. Nasr Suresi, 3 Tövbe Nedir? Tövbe ile ilgili ayetler. Bilerek veya bilmeyerek, açıktan veya gizlice işlenmiş günahlardan, hatalardan ve kusurlardan pişmanlık duymak, onları bir daha yapmamaya kesin karar vermek ve yeniden aynı günahlara düşmemek için çaba göstermektir. Tövbe Ne Demek​Tövbe, Allah’tan özür dilemek, hatalardan dönüp Allah’a yönelmektir. İşlenen suç, kabahat ve kusurlardan dolayı Allah’tan utanarak bağışlanmak için samimiyetle yalvarmaktır. Tövbe, günahları bağışlamaya yetkili tek makamın Allah olduğu bilincine sahip olmaktır. Bu yönüyle Allah ile kullar arasında hiç kimseyi aracı kılmamanın işaretidir ve İmanın çok önemli bir tezahürüdür. Kulun tövbe etmesi ve Allah’ın bu tövbeden dolayı bağışlayıcılığı düşüncesi olmasaydı insan yaptığı günahların ağırlığı altında ezilir, kendine eziyet eder durur, vicdan azabından kurtulamazdı. Tövbe, günah karanlığında önümüzü aydınlatan bir lambadır. Tövbe, acılar çektiren yaralarımıza en şifalı merhemdir. Tövbe, her başlayan günü hayatımızın ilk günüymüş gibi hissetmemizin vesilesidir. Tövbe, kendimizle yüzleşmemize imkân tanıyan bir aynadır. Tövbe, günah uçurumundan bizi çekip çıkaran sapasağlam bir iptir. Tövbe, yaratanımız Allah’a Bütün insanlar karşı samimi bir şekilde yakardığımız en mahrem anımızdır. Tövbe, günah pisliklerini yıkayıp ruhumuzu arındıran tertemiz bir sudur. Tövbe etme imkanı, Allah’ın kullarına bir armağanıdır. Kul günah veya kusur işlediğinde tövbe etmelidir. Ancak tövbe etmek için ille de farkında olarak günah işlemiş olmak gerekmez. İnsan unutma, dalgınlık, bilgisizlik vs. sebeplerle veya farkında olmadan da günah işleyebilir. Dolayısıyla her zaman ve durumda tövbe edilebilir. Bu, insanın iç huzurunu ve barışını sağlayacağı gibi Allah’ın da hoşnutluğunu kazandıracak bir davranış olacaktır. Çünkü Allah, işlenen kabahatlere karşı çok sabırlıdır ve kullarının arınmak için tövbe etmelerini bekler. Kalp yaratılıştan pırıl pırıl bir aynaya benzer. Küçük veya büyük hatalar ve günahlar sebebiyle parlaklığını kaybeden bu ayna sık sık tövbe ederek parlatılmalıdır. Seçilmiş bir insan olmasına rağmen Peygamberimiz bile kendisinin günde yüz defa tövbe ettiğini belirtmektedirMüslim, “Zikr”, 42; Buhari, “Daavat”, 3 Böylece ümmetine de tövbe etmenin önemini ile İlgili Ayetler​ Onların sözleri ancak, “Rabbimiz! Bizim günahlarımızı ve işimizdeki taşkınlıklarımızı bağışla ve yolunda ayaklarımızı sağlam tut. Kafir topluma karşı bize yardım et” demekten ibaretti.Ali İmran/147 Nuh, “Rabbim! Şüphesiz ben senden hakkında bilgim olmayan şeyi istemekten sana sığınırım. Eğer beni bağışlamaz ve bana acımazsan, şüphesiz ziyana uğrayanlardan olurum” dedi.Hud/47 Musa, “Rabbim! Şüphesiz ben nefsime zulmettim. Beni affet” dedi. Allah da onu affetti. Şüphesiz O, çok bağışlayandır, çok merhamet edendir.Kasas/16 “Rabbim! Beni, ana babamı, iman etmiş olarak evime girenleri, iman eden erkekleri ve iman eden kadınları bağışla. Zalimlerin de ancak helakini arttır.”Nuh/28 Tövbe İle İlgili Ayetler BAKARA SÛRESİ 37 Derken, Adem vahy yoluyla Rabbinden birtakım kelimeler aldı, onlarla amel edip Rabb’ine yalvardı. O da bunun üzerine tövbesini kabul etti. Şüphesiz o, tövbeleri çok kabul edendir, çok SÛRESİ 54 Mûsâ kavmine dedi ki “Ey kavmim! Sizler, buzağıyı ilah edinmekle kendinize yazık ettiniz. Gelin yaratıcınıza tövbe edin de nefislerinizi öldürün kendinizi düzeltin. Bu, Yaratıcınız katında sizin için daha iyidir. Böylece Allah da onların tövbesini kabul etti. Çünkü o, tövbeleri çok kabul edendir, çok merhametlidir.”BAKARA SÛRESİ 128 “Rabbimiz! Bizi sana teslim olmuş kimseler kıl. Soyumuzdan da sana teslim olmuş bir ümmet kıl. Bize ibadet yerlerini ve ilkelerini göster. tövbemizi kabul et. Çünkü sen, tövbeleri çok kabul edensin, çok merhametli olansın.”BAKARA SÛRESİ 160 Ancak tövbe edip durumlarını düzeltenler ve gerçeği açıkça ortaya koyanlar lanetlenmekten kurtulmuşlardır. Çünkü ben onların tövbelerini kabul ederim. Zira ben tövbeleri çok kabul edenim, çok merhamet SÛRESİ 187 Oruç gecesinde kadınlarınıza yaklaşmak size helal kılındı. Onlar, size örtüdürler, siz de onlara örtüsünüz. Allah Ramazan gecelerinde hanımlarınıza yaklaşarak kendinize zulmetmekte olduğunuzu bildi de tövbenizi kabul edip sizi affetti. Artık eşlerinize yaklaşın ve Allah’ın sizin için yazıp takdir etmiş olduğu şeyi arayın. Şafağın aydınlığı gecenin karanlığından ayırt edilinceye tan yeri ağarıncaya kadar yiyin, için. Sonra da akşama kadar orucu tam tutun. Bununla birlikte siz mescitlerde itikafta iken eşlerinize yaklaşmayın. Bunlar, Allah’ın koyduğu sınırlardır. Bu sınırlara yaklaşmayın. Allah, kendine karşı gelmekten sakınsınlar diye, âyetlerini insanlara böylece SÛRESİ 222 Sana kadınların ay halini sorarlar. De ki “O bir ezadır rahatsızlıktır. Ay halinde kadınlardan uzak durun. Temizleninceye kadar onlara yaklaşmayın. Temizlendikleri vakit, Allah’ın size emrettiği yerden onlara yaklaşın. Şüphesiz Allah çok tövbe edenleri sever, çok temizlenenleri sever.”BAKARA SÛRESİ 279 Eğer böyle yapmazsanız, Allah ve Rasûlüyle savaşa girdiğinizi bilin. Eğer tövbe edecek olursanız, ana paralarınız sizindir. Böylece siz ne başkalarına haksızlık etmiş olursunuz, ne de başkaları size haksızlık etmiş İMRÂN SÛRESİ 89 Ancak bundan sonra tövbe edip kendilerini düzeltenler müstesnadır. Şüphesiz Allah çok bağışlayandır, çok merhamet İMRÂN SÛRESİ 90 Şüphesiz iman ettikten sonra inkar eden, sonra da inkarda ileri gidenlerin tövbeleri asla kabul edilmeyecektir. İşte onlar sapıkların ta İMRÂN SÛRESİ 128 Bu işte senin yapacağın bir şey yoktur. Allah, ya tövbelerini kabul edip onları affeder, ya da zalim olduklarından dolayı onlara azap SÛRESİ 16 Sizlerden fuhuş zina yapanların her ikisini de incitip kınayın. Eğer onlar tövbe edip ıslah olurlarsa onları incitip kınamaktan vazgeçin. Çünkü Allah tövbeleri çok kabul edendir, çok merhamet SÛRESİ 17 Allah katında makbul tövbe, ancak bilmeyerek günah işleyip sonra çok geçmeden tövbe edenlerin tövbesidir. İşte Allah bunların tövbelerini kabul buyurur. Allah hakkıyla bilendir, hüküm ve hikmet SÛRESİ 18 Yoksa, makbul tövbe, kötülükleri günahları yapıp yapıp da kendisine ölüm gelip çatınca, “İşte ben şimdi tövbe ettim” diyen kimseler ile kâfir olarak ölenlerinki değildir. Bunlar için ahirette elem dolu bir azap SÛRESİ 26 Allah, size hükümlerini açıklamak, size, sizden öncekilerin yollarını göstermek ve tövbelerinizi kabul etmek istiyor. Allah, hakkıyla bilendir, hüküm ve hikmet SÛRESİ 27 Allah, sizin tövbenizi kabul etmek istiyor. Şehvetlerine uyanlar ise sizin büyük bir sapıklığa düşmenizi SÛRESİ 64 Biz her peygamberi sırf, Allah’ın izni ile itaat edilmek üzere gönderdik. Eğer onlar kendilerine zulmettikleri zaman sana gelseler de Allah’tan günahlarının bağışlamasını dileseler ve Peygamber de onlara bağışlama dileseydi, elbette Allah’ı tövbeleri çok kabul edici ve çok merhametli SÛRESİ 92 Bir müminin bir mümini öldürmesi olacak şey değildir. Ancak yanlışlıkla olması başka. Kim bir mümini yanlışlıkla öldürürse bir mü’min köleyi azad etmesi ve bağışlamadıkları sürece ailesine diyet ödemesi gerekir. Öldürülen kimse mü’min olur ve düşmanınız olan bir topluluktan bulunursa, mü’min bir köle azad etmek gerekir. Eğer sizinle kendileri arasında antlaşma bulunan bir topluluktan ise ailesine verilecek bir diyet ve mü’min bir köle azad etmek gerekir. Bunlara imkan bulamayanın, Allah tarafından tövbesinin kabulü için iki ay ardarda oruç tutması gerekir. Allah hakkıyla bilendir, hüküm ve hikmet SÛRESİ 146 Ancak tövbe edenler, durumlarını düzeltenler, Allah’ın kitabına sarılanlar ve dinlerini Allah’a has kılanlar müstesnadır. Bunlar mü’minlerle beraberdirler. Allah mü’minlere büyük bir mükafat SÛRESİ 34 Ancak onları ele geçirmenizden önce tövbe edenler bunun dışındadırlar. Artık Allah’ın çok bağışlayıcı, çok merhamet edici olduğunu SÛRESİ 39 Her kim de işlediği zulmünün arkasından tövbe edip durumunu düzeltirse kuşkusuz, Allah onun tövbesini kabul eder. Şüphesiz Allah çok bağışlayandır, çok merhamet SÛRESİ 71 Bu yaptıklarında bir bela olmayacağını sandılar da kör ve sağır kesildiler. Sonra tövbe ettiler, Allah da onların tövbesini kabul etti. Sonra yine onlardan çoğu kör ve sağır kesildiler. Allah onların yaptıklarını hakkıyla SÛRESİ 74 Hâlâ mı Allah’a tövbe etmezler ve ondan bağışlanma istemezler? Allah çok bağışlayandır, çok merhamet SÛRESİ 54 Âyetlerimize iman edenler sana geldikleri zaman de ki “Selam olsun size! Rabbiniz kendi üzerine rahmeti merhameti yazdı. Şöyle ki Sizden kim cahillikle bir kabahat işler de sonra peşinden tövbe eder, kendini düzeltirse bilmiş olun ki O, çok bağışlayandır, çok merhamet edendir.”EN’ÂM SÛRESİ 43 Hiç olmazsa onlara azabımız geldiği zaman yakarıp tövbe etselerdi ya… Fakat onu yapmadılar kalpleri katılaştı. Şeytan da yapmakta olduklarını zaten onlara süslü SÛRESİ 42 Andolsun, senden önce bir takım ümmetlere de peygamberler gönderdik. Peygamberlerini dinlemediler. Sonunda, yalvarsınlar da tövbe etsinler diye onları şiddetli yoksulluk ve darlıklarla SÛRESİ 153 Kötülükleri işleyip de sonra ardından tövbe edenler ile iman larında sebat edenlere gelince şüphe yok ki, Rabbin ondan tövbeden sonra elbette çok bağışlayandır, çok merhamet SÛRESİ 143 Mûsa, belirlediğimiz yere Tûr’a gelip Rabbi de ona konuşunca, “Rabbim! Bana kendini göster, sana bakayım” dedi. Allah da, “Beni dünyada katiyen göremezsin. Fakat şu dağa bak, eğer o yerinde durursa sen de beni görebilirsin.” dedi. Rabbi dağa tecelli edince onu darmadağın ediverdi. Mûsâ da baygın düştü. Ayılınca, “Seni eksikliklerden uzak tutarım Allah’ım! Sana tövbe ettim. Ben inananların ilkiyim” SÛRESİ 3 Hacc-ı ekber gününde1, Allah ve Resûlünden bütün insanlara bir bildiridir Allah ve Resûlü, Allah’a ortak koşanlardan uzaktır. Eğer tövbe ederseniz, bu sizin için hayırlıdır. Ama yüz çevirirseniz, şunu iyi bilin ki, siz Allah’ı âciz bırakabilecek değilsiniz. İnkârcılara, elem dolu bir azabı müjdele!TEVBE SÛRESİ 5 Haram aylar çıkınca bu Allah’a ortak koşanları artık bulduğunuz yerde öldürün, onları yakalayıp hapsedin ve her gözetleme yerine oturup onları gözetleyin. Eğer tövbe ederler, namazı kılıp zekâtı da verirlerse, kendilerini serbest bırakın. Şüphesiz Allah çok bağışlayıcıdır, çok merhamet SÛRESİ 11 Fakat tövbe edip, namazı kılar ve zekâtı verirlerse, artık onlar sizin din kardeşlerinizdir. Bilen bir kavme âyetleri işte böyle ayrı ayrı SÛRESİ 15 Onlarla savaşın ki, Allah onlara sizin ellerinizle azap etsin, onları rezil etsin, onlara karşı size yardım etsin, mü’min topluluğun gönüllerini ferahlatsın ve onların kalplerindeki öfaaai gidersin. Allah dilediğinin tövbesini kabul eder. Allah hakkıyla bilendir, hüküm ve hikmet SÛRESİ 27 Sonra Allah, bunun ardından yine dilediği kimsenin tövbesini kabul eder. Allah çok bağışlayandır, çok merhamet SÛRESİ 74 Bir şey söylemediklerine dair Allah’a yemin ediyorlar. Halbuki o küfür sözünü söylediler ve sözde müslüman olduktan sonra inkar ettiler. Ayrıca başaramadıkları şeye peygamberi öldürmeye de yeltendiler. Sırf, Allah ve Resûlü kendi lütfu ile onları zengin kıldığı için intikam almaya kalktılar. Eğer tövbe ederlerse kendileri için hayırlı olur. Şayet yüz çevirirlerse Allah onları dünyada ve ahirette elem dolu bir azaba çarptıracaktır. Artık onlar için yeryüzünde ne bir dost ne de bir yardımcı SÛRESİ 102 Diğer bir kısmı ise, günahlarını itiraf ettiler. Bunlar salih amelle kötü ameli birbirine karıştırmışlardır. Umulur ki Allah tövbelerini kabul eder. Çünkü Allah çok bağışlayandır, çok merhamet SÛRESİ 104 Onlar, kullarının tövbesini kabul edenin ve sadakaları alanın Allah olduğunu; tövbeyi çok kabul edenin, çok merhametli olanın Allah olduğunu bilmediler mi?TEVBE SÛRESİ 106 Sefere katılmayanlardan diğer bir kısmı da, Allah’ın emrine bırakılmışlardır. Bunlara ya azap eder ya da tövbelerini kabul eder. Allah hakkıyla bilendir, hüküm ve hikmet SÛRESİ 112 Bunlar, tövbe edenler, ibâdet edenler, hamdedenler, oruç tutanlar, rükû’ ve secde edenler, iyiliği emredip kötülükten alıkoyanlar ve Allah’ın koyduğu sınırları hakkıyla koruyanlardır. Mü’minleri SÛRESİ 117 Andolsun Allah; Peygamber ile içlerinden bir kısmının kalpleri eğrilmeğe yüz tuttuktan sonra, sıkıntılı bir zamanda ona uyan muhacirlerle ensarın tövbelerini kabul etmiştir. Evet, onların tövbelerini kabul SÛRESİ 118 Savaştan geri kalan üç kişinin de tövbelerini kabul etti. Yeryüzü bütün genişliğine rağmen onlara dar gelmiş, vicdanları da kendilerini sıktıkça sıkmış, böylece Allahın azabından yine ona sığınmaktan başka çare olmadığını anlamışlardı. Sonra eski hallerine dönsünler diye, onların tövbelerini de kabul etti. Şüphesiz Allah, tövbeyi çok kabul eden ve çok merhamet SÛRESİ 126 Görmüyorlar mı ki, onlar her yıl bir veya iki kere belaya çarptırılıp imtihan ediliyorlar. Sonra ne tövbe ederler, ne de ibret SÛRESİ 3 Rabbinizden bağışlanma dileyin, sonra da O’na tövbe edin ki sizi belirlenmiş bir süreye ömrünüzün sonuna kadar güzel bir şekilde yararlandırsın ve her fazilet sahibine faziletinin karşılığını versin. Eğer yüz çevirirseniz, ben sizin adınıza büyük bir günün azabından SÛRESİ 52 “Ey kavmim! Rabbinizden bağışlanma dileyin, sonra ona tövbe edin ki, üzerinize bol bol yağmur göndersin ve gücünüze güç katsın. Günahkârlar olarak yüz çevirmeyin.”HÛD SÛRESİ 61 Semûd kavmine de kardeşleri Salih’i peygamber gönderdik. Dedi ki “Ey kavmim! Allah’a kulluk edin. Sizin ondan başka hiçbir ilahınız yok. O sizi yeryüzünden topraktan yarattı ve sizi oranın imarında görevli ve buna donanımlı ise ondan bağışlanma dileyin; sonra da ona tövbe edin. Şüphesiz Rabbim yakındır ve dualara cevap SÛRESİ 90 “Rabbinizden bağışlanma dileyin, sonra ona tövbe edin. Şüphesiz Rabbim çok merhametlidir, çok sevendir.”HÛD SÛRESİ 112 Öyle ise emrolunduğun gibi dosdoğru ol. Beraberindeki tövbe edenler de dosdoğru olsunlar. Hak ve adalet ölçülerini aşmayın. Şüphesiz O yaptıklarınızı hakkıyla SÛRESİ 119 Sonra, şüphesiz ki Rabbin; cahillik sebebiyle kötülük yapan, sonra bunun ardından tövbe eden ve durumunu düzeltenlerden yanadır. Şüphesiz Rabbin bundan sonra da elbette çok bağışlayandır, çok merhamet SÛRESİ 25 Rabbiniz içinizde olanı en iyi bilendir. Eğer siz iyi kişiler olursanız, şunu bilin ki Allah tövbeye yönelenleri çok SÛRESİ 61 Ancak tövbe edip inanan ve salih amel işleyenler başka. Onlar cennete, Rahmân’ın, kullarına gıyaben vaad ettiği “Adn” cennetlerine girecekler ve hiçbir haksızlığa uğratılmayacaklardır. Şüphesiz onun va’di kesinlikle H SÛRESİ 82 “Şüphe yok ki ben, tövbe edip inanan ve salih ameller işleyen, sonra da doğru yol üzere devam eden kimse için son derece affediciyim.”T H SÛRESİ 122 Sonra Rabbi onu seçti, tövbesini kabul etti ve ona doğru yolu SÛRESİ 5 Ancak tövbe edip bundan sonra ıslah olanlar müstesna. Çünkü Allah, çok bağışlayandır, çok merhamet SÛRESİ 10 Allah’ın size lütfu ve merhameti olmasaydı ve Allah tövbeleri kabul eden, hüküm ve hikmet sahibi olmasaydı haliniz nice olurdu?NÛR SÛRESİ 31 Mü’min kadınlara da söyle, gözlerini haramdan sakınsınlar, ırzlarını korusunlar. Yüz ve el gibi görünen kısımlar müstesna, zînet yerlerini göstermesinler. Başörtülerini ta yakalarının üzerine kadar salsınlar. Zinetlerini, kocalarından, yahut babalarından, yahut, kocalarının babalarından yahut oğullarından, yahut üvey oğullarından, yahut erkek kardeşlerinden, yahut erkek kardeşlerinin oğullarından, yahut kız kardeşlerinin oğullarından, yahut müslüman kadınlardan, yahut sahip oldukları kölelerden, yahut erkekliği kalmamış hizmetçilerden, yahut da henüz kadınların mahrem yerlerine vakıf olmayan erkek çocuklardan başkalarına göstermesinler. Gizledikleri zinetler bilinsin diye ayaklarını yere vurmasınlar. Ey mü’minler, hep birlikte tövbe ediniz ki kurtuluşa eresiniz!FURKÂN SÛRESİ 70 Ancak tövbe edip de inanan ve salih amel işleyenler başka. Allah işte onların kötülüklerini iyiliklere çevirir. Allah çok bağışlayandır, çok merhamet SÛRESİ 71 Kim de tövbe eder ve salih amel işlerse işte o, Allah’a, tövbesi kabul edilmiş olarak SÛRESİ 67 Ama tövbe edip iman eden ve salih amel işleyen kimsenin kurtuluşa erenlerden olması SÛRESİ 24 Bunun böyle olması Allah’ın, doğruları, doğrulukları sebebiyle mükafatlandırması, dilerse münafıklara azap etmesi yahut onların tövbesini kabul etmesi içindir. Şüphesiz Allah çok bağışlayandır, çok merhamet SÛRESİ 73 Allah, münafık erkeklere ve münafık kadınlara, Allah’a ortak koşan erkeklere ve Allah’a ortak koşan kadınlara azap etmek; mümin erkeklerin ve mümin kadınların da tövbelerini kabul etmek için insana emaneti yüklemiştir. Allah çok bağışlayandır, çok merhamet SÛRESİ 34 Andolsun, biz Süleyman’ı imtihan ettik. Tahtının üstüne bir ceset bıraktık. Sonra tövbe edip bize SÛRESİ 3 Bu kitabın indirilmesi, mutlak güç sahibi, hakkıyla bilen, günahı bağışlayan, tövbeyi kabul eden, azabı ağır olan, lütuf sahibi Allah tarafındandır. O’ndan başka ilah yoktur. Dönüş ancak O’nadırMÜ’MİN SÛRESİ 7 Arş’ı taşıyanlar ve onun çevresinde bulunanlar melekler Rablerini hamd ederek tespih ederler, O’na inanırlar ve inananlar için şöyle diyerek bağışlanma dilerler “Ey Rabbimiz! Senin rahmetin ve ilmin her şeyi kuşatmıştır. O halde tövbe eden ve senin yoluna uyanları bağışla ve onları cehennem azâbından koru.”ŞÛR SÛRESİ 25 O, kullarından tövbeyi kabul eden, kötülükleri bağışlayan ve yaptıklarınızı SÛRESİ 11 Ey iman edenler! Bir topluluk bir diğerini alaya almasın. Belki onlar kendilerinden daha iyidirler. Kadınlar da diğer kadınları alaya almasın. Belki onlar kendilerinden daha iyidirler. Birbirinizi karalamayın, birbirinizi kötü lakaplarla çağırmayın. İmandan sonra fasıklık ne kötü bir namdır! Kim de tövbe etmezse, işte onlar zâlimlerin ta SÛRESİ 12 Ey iman edenler! Zannın bir çoğundan sakının. Çünkü zannın bir kısmı günahtır. Birbirinizin kusurlarını ve mahremiyetlerini araştırmayın. Birbirinizin gıybetini yapmayın. Herhangi biriniz ölü kardeşinin etini yemekten hoşlanır mı? İşte bundan tiksindiniz! Allah’a karşı gelmekten sakının. Şüphesiz Allah tövbeyi çok kabul edendir, çok merhamet SÛRESİ 33 Onlara şöyle denir “İşte bu, size dünyada vaad edilmekte olan şeydir. O, her tövbe eden, onun emrini gözeten için, görmediği halde sırf saygıdan dolayı Rahmân’dan korkan ve O’na yönelmiş bir kalp ile gelen kimseler içindir.”TAHRÎM SÛRESİ 4 Ey peygamber’in eşleri! Eğer siz ikiniz Allah’a tövbe ederseniz, ne iyi. Çünkü kalpleriniz kaydı. Eğer Peygamber’e karşı birbirinize arka çıkarsanız bilin ki Allah onun yardımcısıdır, Cebrail de, salih mü’minler de. Bunlardan sonra melekler de ona arka SÛRESİ 5 Eğer o sizi boşarsa Rabbi ona, sizden daha hayırlı, müslüman, inanan, sebatla itaat eden, tövbe eden, ibadet eden, oruç tutan, dul ve bakire eşler SÛRESİ 8 Ey iman edenler! Allah’a içtenlikle tövbe edin. Belki Rabbiniz sizin kötülüklerinizi örter ve peygamberi ve onunla birlikte iman edenleri utandırmayacağı günde Allah sizi, içlerinden ırmaklar akan cennetlere sokar. Onların nurları önlerinden ve sağlarından aydınlatır, gider. “Ey Rabbimiz! nûrumuzu bizim için tamamla, bizi bağışla; çünkü senin her şeye hakkıyla gücün yeter” SÛRESİ 10 Şüphesiz mü’min erkeklerle mü’min kadınlara işkence edip, sonra da tövbe etmeyenlere; cehennem azabı ve yangın azabı SÛRESİ 3 Allah’ın yardımı ve fetih Mekke fethi geldiğinde ve insanların bölük bölük Allah’ın dinine girdiğini gördüğünde, Rabbine hamd ederek tespihte bulun ve O’ndan bağışlama dile. Çünkü O tövbeleri çok kabul edendir.

tövbe etmek ile ilgili ayetler